"odanın içinde" - Translation from Turkish to Arabic

    • داخل الغرفة
        
    • بداخل الغرفة
        
    • في الغرفة نفسها
        
    • الحجرة
        
    • حول الغرفة
        
    Burada odanın içinde inanıyorum ki aynı kaygıyı duyuyoruz ve Brezilya'da oluşturduğumuz bu modeli burada da uygulayabiliriz. TED نحن هنا داخل الغرفة أعتقد أن لدينا نفس المخاوف والنموذج الذي أنشأناه في البرازيل نحن يمكن زرعه هنا.
    Sanki tetikçi, odanın içinde yok olmuş gibi. Open Subtitles بدلاً من ذلك، الموجات تبدو كما لو كان القاتل اختفى داخل الغرفة
    Lanet olası odanın içinde onlar için çalışan biri olduğu anlamına gelmez. Open Subtitles وهذا لا يعني أنهم لديهم من يعمل لحسابهم داخل الغرفة اللعينة
    "Küçük pencereli eski odanın içinde." Open Subtitles بداخل الغرفة القديمة ذات النوافذ الصغيرة
    odanın içinde bir şey var. Open Subtitles إنه بداخل الغرفة
    Evlilik derhal yerine getirilmeli ve şahitler odanın içinde değilse de binada olduklarına dair yemin etmeliler. Open Subtitles يجب إتمام الزواج فوراً والشهود عليهم القسم بأنهم كانوا حاضرين في المبنى إذا لم يكن في الغرفة نفسها
    Bu odanın içinde, sandalyenin altında bir miktar Karanlık Enerji olabilir. Open Subtitles قد يكون هناك طاقة مظلمة في هذه الحجرة أسفل هذا الكرسي
    Kimse bizi göremezse bütün gün odanın içinde koşacağımızı biliyorlar. Open Subtitles يعلمون أننا قد نجري حول الغرفة طوال اليوم إن لم يستطع أحد رؤيتنا.
    Ya bilmecenin cevabı başından beri odanın içinde değil de dışında idiyse? Open Subtitles ‫ماذا لو كانت الإجابة على اللغز ‫لم تكن قط في داخل الغرفة ‫بل خارجها؟
    Sistem bir anda ölecek ve bir yangın olduğunu sanacak odanın içinde yaşam sinyalleri olduğunu görüp kapıları açacak. Open Subtitles و عندما يتوقف النظام فجأة فسيفترض أنه يمكن أن يكون هناك حريق و يكتشف علامات وجود حياة داخل الغرفة فإنه يفتح أمامك الابواب طلبا للسلامة
    Luis, içerde! odanın içinde. Open Subtitles داخل الغرفة..
    Evlilik derhal yerine getirilmeli ve şahitler odanın içinde değilse de binada olduklarına dair yemin etmeliler. Open Subtitles يجب إتمام الزواج فوراً والشهود عليهم القسم بأنهم كانوا حاضرين في المبنى إذا لم يكن في الغرفة نفسها
    Boya tamamiyle düşük ölçekli kimyasaldan. ki bu durum bütün gün boyunca bir odanın içinde çalışan biri için çok önemlidir. TED الطلاء من نوع ذو كيماويات منخفضة، وهذا شي مهم جداً عندما تعمل في الحجرة طول الوقت.
    Burada o kadar lezzetli şeyler var ki Benim John Thomas yerinden fırlayıp... - ...odanın içinde uçarak dolanacak. Open Subtitles (جونى توماس) أوشكت أن أطير حول الغرفة , هناك الكثير الممتع هنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more