| Temizlik yapıyorum. Bu oğlumun odasının bir fotoğrafı değil, onunki daha dağınık. | TED | أُنظّف ، هذه ليست صورةً فعلية لغرفة ابني ؛ غرفته أكثر فوضى. |
| Geri döndüğünde onu gördüm ve odasının ışıkları neredeyse bütün gece açıktı. | Open Subtitles | حسنا , رايتها عندما عادت و ضوء غرفتها كان مفتوح معظم الليل |
| Çalışma odasının mobilyalarını baban aldı ve biz de buna katlanmalıyız. | Open Subtitles | والدِك احضر آثاث حجرة الرسم ويجب أن نتعايش معه |
| Oturma odasının yanından geçerken, içerden mahkumun sesini duydum. Bayan French'le konuşuyordu. | Open Subtitles | حين مررت بغرفة المعيشة ، سمعت السجين الذى هناك يتحدث اٍلى مسز فرينتش |
| Bunu evimin her odasının aynı anda dağıldığını hisseder gibi hatırlayacağıma eminim. | Open Subtitles | أنا واثق أنّي أذكر أنّه بدى كاقتحام لكل غرف منزلي في آن واحد |
| - Öyle olabilir ama benden istediğin şey sana odasının anahtarını vermem, ki içeri girip kafasına bir silah dayayıp, tetiği çekebilesin. | Open Subtitles | ولكنك تطلب منى أن أعطيك مفتاح غرفته لتمشى إليه وتصوب مسدسا إلى رأسه ثم تسحب الزناد ، لا أستطيع أن أفعل هذا |
| Emin olun, odasının yer yerini didik didik aradık zaten. | Open Subtitles | أؤكد لكم ، أننا بالفعل فتشنا كل شبر من غرفته |
| Watson'ın klima kotrollü sunucu odasının içinden geçip, yürüdük. | TED | اضطرينا أن نمشي من خلال غرفته للخوادم المتحكم في مناخها. |
| Kendisinin olmadığını söylüyor ama her gece odasının kapısını kilitliyor. | Open Subtitles | قالت أنها ليست خاصتها, لكن كل ليلة تقفل باب غرفتها |
| Yatak odasının camlarına yumurta atmak istiyordum da. | Open Subtitles | بمنزل والدتي أيضاً ؟ كأنني أشعر برغبة في رشق نافذة غرفتها بالبيض |
| Ne zaman odasının yakınından geçsem, büyü yaptığını duyuyorum. | Open Subtitles | في كل مرة أمر بجانب غرفتها أسمعها تهتف أو تقول شيء ما |
| Bir Fransız sürtüğü bir İngiliz Prensesini yatak odasının kapısından dışarı atıyor! | Open Subtitles | أميرة إنجليزية مطرودة من حجرة نوم زوجها من قبل فتاة فطائر فرنسية! |
| Duş odasının tam altındalar, efendim. | Open Subtitles | أعضاء الفريق عند نفق الدخول تحت حجرة الاستحمام تماماً، سيدي |
| Onları sintine pompa odasının altındaki milin sonunda görürsün. | Open Subtitles | تستطيع أن تجدهم في نهاية القضيب أسفل حجرة ضخ مياه الآسن. |
| Bence odasının dört duvarı arasında büyük bir termit yuvası var. | Open Subtitles | و الذي أفترض أنه كبير و بين الجدران الأربعة لغرفة نومه |
| Yatak odasının devrelerinde aşırı yüklenme olmuş. | Open Subtitles | احترقت الدارة الكهربائية الخاصة بغرفة النوم الرئيسية |
| Bu devasa malikânedeki sayısız yatak odasının arasından güvenlik ve rahatınız için burayı seçtim. | Open Subtitles | من بين غرف النوم الكثيرة في هذا القصر الضخم، انتقيت هذه لسلامتكم وراحتكم. |
| Meslektaşlarımla beraber yatak odasının gerçek olan sırlarının ortaya çıkmaması için yıllarımızı verdik. | Open Subtitles | انا وزملائي امضينا سنينا . في ابقاء الحقيقه بشأن هوايات غرفه نومه مكتومه |
| Şimdi Pilate'ın seyirci odasının tam altında olacağız. | Open Subtitles | سنكون الان مباشرة تحت قاعة الجمهور في قصر بيلاطوس |
| Bugün yemek odasının dekorasyonuna bir göz atma şansım oldu. | Open Subtitles | اليوم كان لدى الفرصة لألقى نظرة على غرفة طعامك الجديدة |
| Mimar değilim ama yatak odasının eve dahil olduğundan oldukça eminim... | Open Subtitles | لستُ مهندساً لكنّني واثقٌ أنّ غرفةَ النوم الرئيسيّةَ جزءٌ من المنزل |
| Yemek odasının bu görünümü... son zamanlarda Manhattan Interiors dergisinde gözükmeye başladı. | Open Subtitles | هذه واجهة غرفةِ الطعام عُرِضَ مؤخراً في مجلةِ أشياء مانهاتن الداخلية. |
| Bir motel odasının kapısındayım ve de Rochelle'e gelip kapıyı açması için bağırıp kapıyı yumrukluyorum. | Open Subtitles | أنا في هذا الفندق عِند باب الغرفه وأنا أسمع ضجيجاً عالياً و تصرخ من المها روشيل لِأحضر و أَفتح الباب |
| - Biri konferans odasının merkezi güvenlik sistemini sabote etmiş. - Sahi mi? | Open Subtitles | هناك شخص قد خرّب غرفة الامن لقاعة الاجتماع |
| İçeri girip telefonunla özel odasının resmini çekmelisin. | Open Subtitles | عليك بالدخول هناك حتى مكتبه الخاص و تلتقط له صورة بهاتفك الخلوي |