odasında değil. | Open Subtitles | انه ليس في غرفته فتشوا كلّ الطوابق المحيطة |
odasında değil, odasında olması gerekiyordu. | Open Subtitles | ليس في غرفته يُفترَض أن يكون في غرفته |
Gary odasında değil, ama sanırım bu senin için bilinmedik bir şey değil. | Open Subtitles | " قاري " ليس في غرفته لكن بشكل ما أعرف أنها ليست أنباء بالنسبة لك |
odasında değil. Telefonuna cevap vermiyor. | Open Subtitles | ليست في غرفتها و لا تجيب على هاتفها |
odasında değil. | Open Subtitles | إنها ليست في غرفتها |
odasında değil. Hiçbir yerde bulunamadı. | Open Subtitles | إنها ليست بغرفتها لا يمكن إيجادها |
odasında değil. | Open Subtitles | .إنهُ ليسَ بغرفته |
Bayan Morrow odasında değil. | Open Subtitles | السيدة " مورو " ليست في الغرفة |
odasında değil. Nerede olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | إنه ليس بغرفته ، ولا أعرف مكان وجوده |
odasında değil. Kusura bakma, ama... | Open Subtitles | إنه ليس في غرفته اعذريني ولكن |
Babam odasında değil. | Open Subtitles | والدي ليس في غرفته |
Hee odasında değil, o da telefonunu açmıyor. | Open Subtitles | آهيا) ليس في غرفته ولا يجب على الهاتف هو آيضاً) |
Andy odasında değil. Onu gördün mü? | Open Subtitles | آندي ليس في غرفته هل رأيته؟ |
- Ama odasında değil. | Open Subtitles | -لكنه ليس في غرفته |
Gitti mi? Kyle odasında değil! | Open Subtitles | كايل" ليس في غرفته" |
! odasında değil. | Open Subtitles | -أنه ليس في غرفته |
- Serena odasında değil. | Open Subtitles | سيرينا ليست في غرفتها ماذا؟ |
Alex. Alex odasında değil. | Open Subtitles | (آليكس)، (آليكس) ليست في غرفتها |
Peyton şu anda odasında değil. Uyumak üzere olan benim aksime. | Open Subtitles | إن (بيتون) ليست بغرفتها الآن ، على عكسى تماماً فأنا مستغرقة بالنوم |
Julia odasında değil. | Open Subtitles | (جوليا) ليست بغرفتها. |
odasında değil, değil mi? | Open Subtitles | (ليب)بالجامعة؟ إنهُ ليسَ بغرفته,أليسَ كذلك؟ |
Beth odasında değil. | Open Subtitles | بيث) ليست في الغرفة) |
odasında değil. Onu bulamıyorum. | Open Subtitles | إنه ليس بغرفته و لا أجده |