Bir süre sonra biraz eğlenmeye karar verdim ve her gün odayı terk etmeden önce eşyaları tüm odaya saçıyordum. | TED | لذلك فبعد فترة، قررت أن أقوم بأمر ممتع فكنت قبل مغادرة الغرفة كل يوم أبعثر بعض الأشياء في أنحاء الغرفة |
Adamlarım, odayı terk etmeye kalkarsan seni vurma emri aldılar. | Open Subtitles | رجالي لديهم أوامر بإطلاق النار عليك لو حاولت مغادرة الغرفة |
odayı terk edemem. Şuraya gideceğim. Arkamı döneceğim. | Open Subtitles | لن استطيع مغادرة الغرفة يجب أن أظل هنا ، سأدير ظهرى |
Buna söz veremiyorsanız o hâlde lütfen odayı terk edin. | Open Subtitles | إذا لم تتمكن من الالتزام بهذا فمن فضلك غادر الغرفة |
Lütfen arkanızdaki kapıdan odayı terk edin. | Open Subtitles | -رجاءً, غادر الغرفة من الباب الذي خلفك |
Telefonu çaldığında, açmadan önce odayı terk ediyor. | Open Subtitles | حينما يرن هاتفها تضطر أن تغادر الغرفة للرد عليه |
İkinci bir emre kadar odayı terk etmeyin. | Open Subtitles | لا أحد يغادر الغرفة حتى إشعار آخر. |
odayı terk etmemeniz gerekiyor. | Open Subtitles | ليس من المسموح لك بمغادرة الغرفة |
Fermat odayı terk edecekti ve biz de ondan şüphelenecektik. | Open Subtitles | فورمات كان يريد مغادرة الغرفة وكنـا نشك فيـه |
Kendini kontrol etmenin bir yolunu bulamazsan eğer odayı terk etmeni isteyeceğim. | Open Subtitles | إن لم تكبحي جماع نفسك، فسأطلب منك مغادرة الغرفة |
Bu arada, istersen sen odayı terk et. | Open Subtitles | في أثناء ذلك، قد ترغبين في مغادرة الغرفة |
Haber bile vermeden odayı terk etmeniz kabalıktı. | Open Subtitles | اتعرفين، من الوقاحة مغادرة الغرفة دون اخباري |
Onu şöyle bir kokladı, sonra_BAR_ ona tiksintiyle baktı, ve odayı terk etmeyi yeğledi! | Open Subtitles | فشمّته وبدى على وجهها القرف! وفضلت مغادرة الغرفة! |
odayı terk etmelisin, Rebecca. | Open Subtitles | يجب عليك مغادرة الغرفة , ريبيكا |
odayı terk etti. | Open Subtitles | لقد غادر الغرفة فقط |
odayı terk etti. | Open Subtitles | كلا, لقد غادر الغرفة |
- odayı terk edin. | Open Subtitles | -من فضلك غادر الغرفة |
odayı terk et o halde! | Open Subtitles | ! إذن غادر الغرفة |
6 hafta önceyse, bütün vücudu Farr'dan uzaklaşıyor, sonrasında da odayı terk ediyor. | Open Subtitles | و أخيراً مُنذ 6 أسابيع، يحيد جسدها كاملاً بعيداً عن (فار). و تغادر الغرفة. |
Şimdi Wendell, odayı terk etmemelisin. | Open Subtitles | (ويندل), عليك ألا تغادر الغرفة |
- Dediğim gibi. odayı terk edin. | Open Subtitles | -بمعنى أن تغادر الغرفة الآن |
odayı terk etmek isteyebilirsin. | Open Subtitles | ربّما قد تودّ بمغادرة الغرفة |