Hala etten ve kandan oluşuyorsun, sonsuza kadar oksijensiz kalamazsın. | Open Subtitles | ما زلتِ دماً ولحماً لا يمكنكِ الصمود للأبد بدون الأكسجين |
Kalp durunca, beyin oksijensiz kalmış. | Open Subtitles | عندما يتوقف القلب لا يصل الأكسجين إلى الدماغ |
Ancak sonunda en sıcak alevler bile yakıt ve oksijensiz kalır. | TED | في النهاية، حتى أكثر النيران حرارة ينتهي منها الوقود أو الأوكسجين. |
Beyin ölümü gerçekleşti. 10 dakikadan fazla oksijensiz kalmış. - Geri dönmeyecek. | Open Subtitles | حسناً، إذا كنتِ تقولين على هذا حياة، لقد توقف عقله لمدة عشر دقائق بدون أوكسجين |
Tamamen hareketsiz bir insan bile oksijensiz bir ortamda dört dakika içinde boğularak ölür. | Open Subtitles | لو أنت فى وضع هادئ تماما سوف تأخذ أربع دقائق بدون أكسجين لتموت ولكنك لست هادئا أليس كذلك؟ |
-Ölme nedeni oksijensiz kalma. | Open Subtitles | سبب الموتِ كَانَ إختناقاً. |
Hayır ama oksijensiz kalmış ki, bazen benzer özellikler gösterir. | Open Subtitles | كلا، ولكنّه إختنق والتي أحياناً تعرض بنفس الطريقة |
Yani ya oksijensiz kalacak ya da donarak ölecek. | Open Subtitles | لذلك إما أنة سوف يختنق او يتجمد حتى الموت |
Nöbeti sırasında oksijensiz kalmadan dolayı zarar görmüş olabilir mi? Hayır. | Open Subtitles | أيمكن أن يكون الضرر قد حدث لنقص الأكسجين أثناء النوبة؟ |
Eğer organları, çok uzun süre kan ve oksijensiz kalırsa, çürürler. | Open Subtitles | أجزاء جسده تنطلق بشدة بالدم و الأكسجين, فتتلف |
oksijensiz altı kişiyi... kurtardı. | Open Subtitles | لقد انقذ ستة اشخاص من الموت بسبب قله الأكسجين |
Kay kaybı, kas dokusunun oksijensiz kalmasına sebep olmuş. | Open Subtitles | الدم المفقود جعل نسيج عضلته يعاني من نقص الأكسجين |
En yaygın belirtisi, oksijensiz kalan kalp kasının neden olduğu göğüs ağrısı. | TED | أكثر الأعراض شيوعاً هو ألم الصدر الناتج عن عضلة القلب المحرومة من الأوكسجين. |
Burasını sevmedim. % 120'si oksijensiz. | Open Subtitles | لا أحب هذا المكان إن الأوكسجين منخفض فيه بنسبة 120 بالمائة |
Yangını söndürmenin en iyi yolu oksijensiz bırakmaktır. | Open Subtitles | أفضلُ طريقةُ لإخماد الحريق هو عن طريق حرمهُ من الأوكسجين |
Bu adamlardan ikisi Everest'e oksijensiz tırmanmıştı. | Open Subtitles | أثنين منهم تسلقوا جبل إيفريست بدون أوكسجين |
Doktorlar çocuğun yedi dakikadan fazla suyun altında oksijensiz kalmasına rağmen hayatta kaldığını ve tamamen iyileşmesinin beklendiğini ifade ediyorlar. | Open Subtitles | "يقول الطبيب أنّ فتى نجا بعد أن كان تحت الماء دون أوكسجين لأزيد من 7 دقائق ويتوقع أن يتعافى بالكامل." |
Bir dakikadan daha az bir süre oksijensiz kaldı, hipoksi olamaz. | Open Subtitles | كان بدون أكسجين لأقل من دقيقة فقط ليس نقص أكسجين |
Yumurtalığın oksijensiz yaklaşık 6 saati var. | Open Subtitles | يمكن للمبيض أن يعيش لمده 6 ساعات بدون أكسجين |
Ölüm nedeni oksijensiz kalmakmış. | Open Subtitles | سبب الموتِ كَانَ إختناقاً |
Zalmanın nasıl oksijensiz kaldığını bulmaya çalışırken, aynı zamanda burnunda ve boğazında düşük dozda organofosfat tespit ettim. | Open Subtitles | في عمليّة محاولة تحديد كيف إختنق (زلمان) إكتشفتُ أيضاً وجود جرعة منخفضة من الفوسفات العضويّة في أنفه وحلقه |
Peki, biri yatakta tek başına yatarken nasıl oksijensiz kalır? | Open Subtitles | فكيف يختنق أحد أثناء نومه إذن؟ |
Oksijenli ve oksijensiz kanın rengi aynı mıdır? | Open Subtitles | هل الدم المؤكسج له نفس لون الدم غير المؤكسج؟ |
Kalp kaslarına kan akışı durur ve birkaç dakika sonra oksijensiz kalan hücreler ölmeye başlar. | TED | يتوقف تدفق الدم إلى العضلة القلبية وتبدأ الخلايا المتعطشة للأوكسجين بالموت خلال دقائق معدودة. |
- Harika! oksijensiz kalarak ölürsün sanmıştım. | Open Subtitles | اعتقدت أن الاختناق سوف يقتلك اولاً هل تستطيعين رؤية سديم |
oksijensiz kalmış, 10 yılını kuşkonmaz olarak geçirdi. | Open Subtitles | كان مختنقاً كنبات الهليون من يعرف أي خلل أصابه؟ |
oksijensiz kalan hemoglobin, genelde morumsu olur. | Open Subtitles | A هيموغلوبين غير مؤكسد إلى حدٍّ ما عادة أزرقُ أكثرُ إرجوانيةً. |
Duştayken bir gazla oksijensiz bırakılmış. | Open Subtitles | لقد اختنق بالغاز بينما هو يستحم. |