"okulumdaki" - Translation from Turkish to Arabic

    • مدرستي
        
    • بمدرستي
        
    Bir önceki Okulumdaki sosyal bilgiler öğretmenim benden çok hoşlanıyordu. Open Subtitles في مدرستي السابقه كانت مدرستي كانت تعشقني و بشكل كبير
    Okulumdaki en güzel kıza bunlardan bir düzine göndermek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أرسل دسته من تلك لأفضل فتاة في مدرستي
    El-Kaide'nin medya sözcüsü beyaz bir Amerikalıydı, Yahudi ve Katolik bir aileden geliyordu ve ne o, ne de Okulumdaki çocuk Müslüman bir geçmişe sahipti. TED إن المتحدث الرسمي لتنظيم القاعدة هو شخصٌ أمريكي أبيض من أصل يهودي وكاثوليكي مُختلط، ولم يكن هو ولا الصبي الآخر من مدرستي من خلفياتٍ مسلمة.
    Okulumdaki çocukların hepsi seks bağımlısı. Koridordan bir kere yürümeniz bunu anlamanıza yeter. Open Subtitles فالشبّان بمدرستي مولعون بالجنس، يمشي المرء بالرواق ويستطيع الجزم بذلك
    Okulumdaki tiyatro programı akreditasyonunu kaybetti o yüzden ben de daha fazla ödemem gerekmediğini düşündüm. Open Subtitles البرنامج المسرحي بمدرستي ،فقد تفويضه فظننت أنه لم يكن عليّ أن أدفع القرض
    Bakın, siz ponpon kızların özel muamele istediğinizi biliyorum... ama biliyor musunuz... ben Okulumdaki ponpon kızları hiç sevmezdim. Open Subtitles اعرف ان المشجعات يتوقعن معاملة خاصة لكن خمنوا ماذا .. انا لم احب المشجعات في مدرستي
    Kimseye söyleme, ama eski Okulumdaki en iyi arkadaşım, bir sürü SAT sınav sorusu çaldı ve bunu benim üstüme attı. Open Subtitles لا تخبري أحدا، ولكن صديقتي المفضلة من مدرستي القديمة سرقت مجموعة من أسئلة امتحانات القبول ومن ثم ألقت اللوم علي
    Okulumdaki kızlar bunları otobüste yaptıkları farklı şeyler için alırlar. Open Subtitles البنات في مدرستي يحصلن عليهم مقابل عمل أشياء مختلفة في الحافلة
    Okulumdaki en şişman öğretmenlerin listesi var. Open Subtitles لدي قائمة بالمعلّمين الأكثر بدانة في مدرستي
    Aslında, herkes Okulumdaki tuhaf çocuğun evindeki partiye gidecek. Open Subtitles في الواقع يوجد ذلك الشاب الغريب ، الغريب جداً من مدرستي ، فالجميع سيذهبون إلى حفلة بمنزله
    Okulumdaki 90 metre koşusunda... rekorum olduğunu söylemeyi unuttum galiba. Open Subtitles هل نسيت ان اذكرك بأني احمل الرقم القياسي لسباق ال100 يارده في مدرستي الثانويه في بروفيدنس؟
    Çamaşır suyu kamuflajıyla Okulumdaki diğer serserilere kaçak likör sattım. Open Subtitles بعت الخمر في كلية الطب في المدرجات الى الجانحين الحدث من مدرستي
    Baba, Okulumdaki tüm arkadaşlarım bununla ilgili konuşuyordu. Open Subtitles أبي, كل أصدقائي كانوا يتحدثون عن الألبوم .في مدرستي
    Okulumdaki birçok çocuk dikkat eksikliği hapları alıyor. Open Subtitles الكثير من الشباب في مدرستي يتعاطون هذه الحبوب
    Gerçek Okulumdaki gerçek arkadaşlarımla takılmak istiyorum ben. Open Subtitles أريد أن أتسكع مع أصدقائي الحقيقيين في مدرستي الحقيقية
    Öğle yemeği zamanımda Cindy veya Troy yok ama eski Okulumdaki popüler çocuk Duncan var. Open Subtitles ليس عندي فسحة غداء مع سيندي أو تروي لكني عندي مع دانكن الصبي المحبوب من مدرستي القديمة
    Ben Okulumdaki tek eşcinsel kişiyim. Open Subtitles أنا الوحيد المُعترف و الصريح بشذوذي بمدرستي
    Okulumdaki çocuk da aynen böyle dedi, sonra da sinir krizi geçirdi. Open Subtitles هذا ما كان يقوله الفتي بمدرستي وقد أصيب بانهيار عصبي
    Yeni üvey ailem ve Okulumdaki herkes o kadar hoştu ki bu çatlaklar gerçek mi acaba diye düşünmekten kendimi alamadım. Open Subtitles أسرتي بالتبني الجديدة وجميع من بمدرستي الجديدة لطاف جداً ولا يسعني سوى أن أسأل هل هذا حقيقي؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more