Roman yazarı Vladimir Nabakov'a göre en iyi okuyucu iki farklı mizacın birleşiminden oluşur: sanatsal ve bilimsel. | TED | وقال الروائي فلاديمير نابوكوف أن القارئ أفضل مزيج من اثنين من الامزجة مختلفة جداً، الفني والعلمي. |
Bu yüzden kendime şunu sordum: "Bu yeni okuyucu kitlesi ne ister? | TED | ولذلك سألت نفسي ما الذي يريده هذا القارئ الجديد؟ |
Yine de akıllı telefon devrimi farklı türden yazar ve okuyucu ortaya çıkarıyordu. | TED | ومع ذلك ثورة الهاتف الذكي خلقت القراء والكتاب بطرق مختلفة. |
Drama, okuyucu sayısı veya kendi görüşlerini yaymak için gazetecilerin sık sık görüş ayrılıkları olur. | TED | كثيرًا ما تسبب الصحفيون في تفاقم الانقسامات تحت مسمى الدراما أو أراء القراء أو لخدمة آرائنا الخاصة. |
Orada, Nijeryalı sıradan çoğunluktan, okuyucu olacağı düşünülmeyen bir kadın vardı. | TED | ها هي إمرأة، جزء من الجماهير العادية في نيجيريا، التي لم يكن مفترض أنها قارئة. |
Çoğu zaman, bir anahtar kadar iş görür, amakilitmanyetikkart okuyucu ise işe yaramaz. | Open Subtitles | إنه جيد كالمفتاح في أغلب الأوقات لكن ليس عندما يكون القفل قاريء للبطاقات المغناطيسية |
Kimsin sen akıl okuyucu falan mı? | Open Subtitles | من تكون؟ قارىء أفكار أو شيء من هذا القبيل؟ |
Ama mesele şu: okuyucu eski Güney'in ölmesine sevinmeli mi, üzülmeli mi? | Open Subtitles | لا، لكنك السؤال هو، هل على القارئ أن يشعر بالسعادة أم الحزن... |
Ama öyle bir sondan bir okuyucu nasıl bir umut veya keyif hissi alabilirdi? | Open Subtitles | لكن أي أمل، أو رضاء، قد يشعر به القارئ بنهايةٍ كتلك؟ |
Sevgili okuyucu, elinizde tuttuğunuz, bütün bir yaşamın başyapıtıdır. | Open Subtitles | عزيزي القارئ ما تمسك به بين يديك الآن هو نتاج عملي طوال حياتي |
Sevgili okuyucu, bu bilgileri, dikkatlice kullanman için yalvarıyorum, çünkü dev Mulgarath, bitmez tükenmez bir azimle, bu bilgileri arıyor. | Open Subtitles | ولذلك أناشدك أيها القارئ العزيز أن تستخدم هذه المعلومات بحكمة لأن الغول ، مولجاراث يسعى إلى هذه المعرفة بإصرار لا يلين |
Birinci yol, okuyucu bildirileri aracılığı ile. | TED | الطريقة الأولى هي من خلال بيانات القراء. |
Ve işte Pranav kitabın kapağını açıyor ve kitap hakkında daha fazla bilgiye ulaşabiliyor okuyucu yorumları, veya en sevdiği eleştirmenin verdiği bilgiler mesela | TED | ثم يقلب برناف صفحة الكتاب ليرى مزيد من المعلومات عن الكتاب أراء القراء ، أو معلومات من ناقده المفضل ، إلى أخره |
Sana okuyucu kazandırıyor. | Open Subtitles | إنه يجلب القراء إليك تقصد بأنك يحصل لك على الترقيات |
Ben tam olarak... büyük bir okuyucu sayılmam. | Open Subtitles | عندما أحظى بالوقت لست في الحقيقة قارئة جيدة |
Seçme şansım olsaydı, düşünce okuyucu olmayı tercih ederdim. | Open Subtitles | لو لي الخيار، لكنت أفضل كوني قارئة أفكار عن معالجة بالإيمان |
O halde dürbünlü bir dudak okuyucu kiralarsın. | Open Subtitles | تستأجر قاريء شفاه و تعطيه منظارا مقربا |
Aslına bakarsanız, tanıdığım en iyi okuyucu. | Open Subtitles | في الواقع, إنه أشره قارىء رأيته في حياتي |
Siz işimi beğenmeseniz de 600 bin seçkin okuyucu beğeniyor. | Open Subtitles | أنت قَدْ لا تَعتقدُ شغلي حارُ جداً، لكن 600,000 القرّاء المُمَيِّزون يَعملونَ. |
Azalan okuyucu artı artan rekabet, çok daha az para demek. | Open Subtitles | قراء قليلين مع منافسات اكثر يساوي.. اموال قليلة |
National Geographic'ler okuyucu özetlenmiş kitapları ve Louis L'Amour. | Open Subtitles | أعداد من مجلة ناشيونال جيوجرافيكس كتب للقراءة و لويس لامور |
Abone sayıları, okuyucu profilleri vs. | Open Subtitles | الإشتراك يَستوي، يَكْتبُ مجموعةُ قرّاء لمحة عنه، ثرثرْ، يُثرثرُ، يُثرثرُ. |
Sebep ne olursa olsun, bu her okuyucu yargılamakta özgür demektir; kimin kazandığı size kalmış. | TED | مهما كان السبب، لكل قارئ حرية الحكم. قرار اختيار الفائز عائد لكم. |
Bana, eleştirel bir okuyucu olmayı ve kendini ifade edemeyenleri küçümsemeyi öğrettiler. | Open Subtitles | جعلوا مني قارئا نقديا، محتقرا لكل ما هو ركيك |
İzin verin okuyucu da biraz çaba göstersin. | TED | أقصد، فلنترك للقارئ القليل من العمل. |