Planımızın uygulanmasında çok önem arzeden birini görmeye gidiyorum. Bize özgür olacağımız bir yer yapma konusunda yardım edecek biri. | Open Subtitles | شخص ضروري لتنفيذ الخطة ، شخص يمكنه مساعدتنا ببناء مكان يمكننا أن نكون به أحرار |
Geçmişimin artık sorgulanmamasını ve bu adanın mazisi olmadığı bir gelecek hususunda yalnızca sizin ve benim dost olacağımız bir gelecek olduğu hususunda uzlaşmamız. | Open Subtitles | وبداية جديدة نتفق عليها جميعنا أنها لا يوجد تاريخ بهذا المكان بعد الآن إنما يوجد مستقبل فحسب حيث نكون به أصدقاء فعلاً. |
Yani eğer bir değişim yaratacaksak, eğer bu tür imkanlara sahip olacağımız bir dünya yaratacaksak, o zaman insanlara imkan tanımayı tercih edin. | TED | إذا أردنا إحداث ذلك التغيير، إذا أردنا خلق عالم حيث تكون لنا جميعا نفس هذه الفرص، إذا عليك أن تختار فتح الباب للناس. |
Ve benim en büyük endişem bir tür sefil topluma yataklanan ve fırsat yerine adaletsizlik ortaya çıkaran ekonomi tarafından desteklenen gösterişli teknolojilere sahip olacağımız bir dünya meydana getiriyoruz. | TED | وقلقي الأكبر أنّنا بصدد خلق عالم حيث ستكون هناك تكنولوجيا متقدّمة موجودة في مجتمع متدنّ ومدعوم باقتصاد يقوم بخلق عدم المساواة بدلاً من الفرص. |