Nazırın evinde olacağını söyledi ve seninde hemen oraya gitmeni istiyor. | Open Subtitles | قال أنه سيكون في مقر الحاجب وأنك يجب أن تحضري فورا |
Bu öğrenilirse herkes için nasıl bir utanç olacağını söyledi. | Open Subtitles | قال أنه سيكون إحراجا كبيرًا لو اكتشف أي أحدٍ ذلك |
8:00 gibi burada olacağını söyledi. | Open Subtitles | قال بأنه سيكون هنا في الساعة الثامنة بالتحديد |
Avrupa'daki 2 Haziran Hareketindeki yoldaşlarına daha faydalı olacağını söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت أنها ستكون أكثر إفادة في أوروبا مع رفاقها. |
Ne dedi? Hamileliğinin geri kalanında seninle yatmamasının Clara için iyi olacağını söyledi. | Open Subtitles | قال انه ليس جيداً على صحة كلارا ان تناما معاً |
AIDS olmam durumunda ilaçlara başlamamın iyi olacağını söyledi | Open Subtitles | قالت أنه في حال كان لدي الإيدز، فلن تكون فكرة سيئة أن أبدأ بأخذهم الآن. |
Yirmi sekizinci doğum gününde olacağını söyledi ama. | Open Subtitles | قال أنّ الموعدَ سيكون في ذكرى مولدها الثامن و العشرين. |
Bolca yemek olacağını söyledi. | Open Subtitles | قال أنّه سيكون هنالك طعام والكثير من الطعام |
Şey, Grohmann onun akşam yemeğine burada olacağını söyledi. | Open Subtitles | حسنا جروهمان قال أنه سيكون هنا على العشاء |
Kasiyer tanıdık bir yer olacağını söyledi. | Open Subtitles | .القابض قال أنه سيكون في مكان مألوف لدينا |
Saat üç gibi burada olacağını söyledi. Görünen o ki gelmiyor. | Open Subtitles | لقد قال أنه سيكون هنا في الثالثة من الواضح أنه لن يأتي |
Bir de kapakta başka bir kızın fotoğrafını kullanmaktan memnun olacağını söyledi. | Open Subtitles | وقد قال أنه سيكون سعيداً لإستخدام صورة فتاة أخرى. |
Çok uslu olacağını söyledi. Sadece bir kez daha gelmek istiyor. | Open Subtitles | لكنه قال أنه سيكون هادئاً وفي نوبة واحدة |
Hadi git! Onun burada olacağını söyledi. Çekinme. | Open Subtitles | هيا، لقد قال بأنه سيكون هنا، لا تكن جباناً |
Ama çok boş vaktimizin olacağını söyledi. | Open Subtitles | لكنه قال بأنه سيكون لدينا الكثير من وقت الفراغ |
Avrupa'daki 2 Haziran Hareketindeki yoldaşlarına daha faydalı olacağını söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت أنها ستكون أكثر إفادة في أوروبا مع رفاقها. |
Neyse, ajansa bu konu hakkında bir şey söylemezsem memnun olacağını söyledi çünkü güvenilir olmadıklarını düşünmelerini istemiyormuş. | Open Subtitles | لذا قالت أنها ستكون ممتنة جداً إن لم أخبر الوكالة، لأنها لم ترد لهم أن يعتقدوا أنها غير صادقة |
Peter, yavaşla. Brian bütün gün sette olacağını söyledi. | Open Subtitles | بيتر ، تمهل ،براين قال انه سوف يكون في موقع التصوير طوال اليوم |
Hemşire yakında uyanacağını ve çok iyi olacağını söyledi. | Open Subtitles | الممرضة قالت أنه سيفيق قريباً جداً وسيصبح في أحسن حال |
Kurul, hissedarların teminatının ihlali olacağını söyledi. | Open Subtitles | المجلس قال أنّ ذلك سيمثّل خرقاً لـ"واجبهم الإئتماني اتّجاه المساهمين" |
Eğer ünvanını elinde tutamazsa emekli olacağını söyledi. | Open Subtitles | قال أنّه سيعتزل الملاكمة إذا لم يحتفظ باللّقب. |
Yunan dönemi temalı olacağını ve süs olarak cam dildolar olacağını söyledi. | Open Subtitles | أجل، لقد قال أنها ستكون زواج بلباس الشملة مع وجود ديلدو زجاجي كـ محور |
Pekala bana bir sorusu olacağını söyledi. | Open Subtitles | حسناً، قال بأن لديهِ سؤالاً من أجلي |
Etrafı tanımamız için bize tur attırmanın iyi bir fikir olacağını söyledi. | Open Subtitles | اعتقد أنّها ستكون فكرة جيدة أن يأخذنا في جولة حتى نعتاد على المكان |
Bana söylemedi. Eğer ben bilmezsem ikimiz için daha güvenli olacağını söyledi. | Open Subtitles | لم يخبرني، قال لي أنّه سيكون أكثر أماناً لكلينا إن لم أعلم. |
Ve çok başarılı olacağını söyledi. | Open Subtitles | . و هى قالت أنك ستصبح ناجح جدا ً |
Anlayışlı olacağını söyledi. | Open Subtitles | قال أنكِ ستكونين متعاطفة معي |
Eğer bundan birisine bahsedersem, bunun ikimiz için de ölümcül olacağını söyledi. | Open Subtitles | قال إذا أخبرت أى أحد ربما يشكل خطراً كبيراً عليهم مثلى تماماً من قال ؟ |
Bütün öğleden sonra boyunca defilede olacağını söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت انها ستكون فى محل الأزياء هذه الظهيرة |