Her zaman yanınızda olamayacağımı... ..düşünmek, kalbimi parça parça ediyor. | Open Subtitles | إن قلبي يموت حينما أظن بأنني لن أكون دائما بصحبتك |
Her zaman yanınızda olamayacağımı düşünmek, kalbimi parça parça ediyor. | Open Subtitles | إن قلبي يموت حينما أظن بأنني لن أكون دائما بصحبتك |
Benimle ayrıldığında, iyi bir doktor olamayacağımı bildiğin için yaptığını sanıyordum bunu. | Open Subtitles | عندما أنفصلتي عني حسبت أن السبب هو معرفتك أني لن أكون طبيباً عظيماً |
Evet, arkeolog olamayacağımı söyleyebilirsiniz. | TED | نعم، قد تستطيعون القول ،أني لا أستطيع أن أكون عالمة آثار. |
Senin kadar komik,zeki ve güzel bir kızla hiçbir zaman olamayacağımı biliyordum | Open Subtitles | علمت أنني لا يمكن أن أكون مع فتاة مضحكة وذكية ومرحة مثلك |
Özellikle kampanya müdürü olamayacağımı söylediğimde. | Open Subtitles | خاصة عندما ابلغته بأنى لن اكون المدير لحملته الانتخابية |
Ama on üç yaşına geldiğimde asla bir haham olamayacağımı anladım. | Open Subtitles | لكن عندما بلغت الـ 13 علمت أنني لن أصبح حاخاما أبدا |
Bak, hiçbir zaman profesyonel bir boğa güreşçisi olamayacağımı biliyordum, | Open Subtitles | أُنظري أنا أعلمُ أني لن أكون مُصارِعَ ثِيران محترف |
Seni ilk gördüğümde, geri kalan hayatımda her ne yapsam da, senin için yeterince iyi olamayacağımı anlamıştım. | Open Subtitles | أول مرة رأيتك، عرفت أني لن أكون مناسباً لكي أبداً مهما فعلت في ما تبقى من حياتي |
Hayatım boyunca tek bir adamla beraber olamayacağımı söyledim. | Open Subtitles | لكني أخبرته أني لن أكون لنفس الرجل لبقية حياتي |
Soğudu zaten. O salağa orada olamayacağımı söylemiştim. | Open Subtitles | يالها من غبيه لقد أخبرتها أني لن أكون هناك |
Lux döndüğünde, mükemmel bir anne olamayacağımı düşünerek çok korkmuştum. | Open Subtitles | عندما عادت لكس ، لقد كنت خائفة من أني لن أكون الأم المثالية |
Her zaman yanınızda olamayacağımı düşünmek, kalbimi parça parça ediyor. | Open Subtitles | للحصول على أي شيء, كما ..أريد أن أراك, إن قلبي يموت حينما أظن بأنني لن أكون دائما بصحبتك |
Bu yeni dünyada, yavaşça, gerçeklik yapaylığa ve yapaylık ise gerçeğe dönüyor. Ve ben artık gerçekte olmak istediğim kişi olamayacağımı ya da gerçekten düşündüğümü söyleyemeyeceğimi ve artık insanlığın tamamen benimle tanımlandığını hissetmeye başladım. | TED | في هذا العالم الجديد، ببطء، أصبح الواقع افتراضياً وأصبح الافتراضي واقعياً، وبدأت أشعر أني لا أستطيع أن أكون الذي أردت أن أكون أو أقول ما فكرت به فعلاً، والإنسانية في هذا الوقت متطابقة تماماً معي. |
Böylece devrimci olamayacağımı anladılar. | Open Subtitles | لقد أدركوا بأنّني لا أستطيع أن أكون ثوري |
Artık neden seninle olamayacağımı biliyorsun. | Open Subtitles | الآن، أنتِ تعرفين لماذا لا يمكن أن أكون معكِ |
Tuhaf, asla bir Zaman Efendisi olamayacağımı anlamamı sağlayan sendin. | Open Subtitles | هذا مضحك، لأنك من جعلتني أدرك أنني لا يمكن أن أكون ضمن سادة الزمن |
Sana yol göstermek için her zaman yanında olamayacağımı anladığımda iletişim kurmak için bir yola ihtiyacımız olacağını biliyordum. | Open Subtitles | عندما عرفت بأنني لن اكون معك دائما لأرشادك عرفت بأنني بحاجة إلى طريقة للتواصل |
Rahibe Veronika da asla senin kadar hızlı olamayacağımı söylemişti. | Open Subtitles | الاخت فيرونكا قالت أنى لن أصبح أبداً سريعة مثلكٍ |
Tanıdığım bütün yapımcılara benim istikrarsız olduğumu yeteneğimin abartıldığını ve asla bir sanatçı olamayacağımı söyledin. | Open Subtitles | قلت لكل منتج أعرفه اني غير مستقر ان موهبتي مبالغ في تقديرها اني لن اصبح فنانا ابداً |
Neden herkes benim entelektüel olamayacağımı düşünüyor? | Open Subtitles | لماذا يظن الجميع أنني لا أستطيع القيام بالأمور الراقية ؟ |
Ve kelebekler gibi, bir daha tırtıl olamayacağımı fark ettim. | Open Subtitles | ومثل القراشة، أدركت أنه لا يمكنني أن أصبح شرنقة مجدداً |
Ve babamla olamayacağımı öğrendim. | Open Subtitles | و قد إكتشفت للتو أنني لا يمكن أن أقضيه مع أبي |
İlk kez biri bana sahip olamayacağımı söylüyor. | Open Subtitles | هذه المرة الأولى الذي يخبرني شخص ما بأنني لا أستطيع |