olan şey şu, tekne şekil değiştiriyor ön yelkenin ve ana yelkenin pozisyonu rüzgara göre değişiyor. | TED | ما يحدث هو أنه، بسبب أن القارب يغير شكله، وضع الشراع الأمامي والشراع الرئيسي هو في اتجاهين مختلفين بالنسبة للريح. |
olan şey şu anda elinizde bir kırmızı alarm olması. | Open Subtitles | ما يحدث هو ? أننا قد حصلت على حالة تأهب قصوى في يديك؟ |
Maks Little: Evet. Şimdi olacak olan şey şu; anlayacağın çağrı esnasında hasta olup olmadığını belirtmek zorundasın. | TED | ماكس ليتل: نعم. نعم. ما يحدث هو أنه، أثناء الاتصال لديك إشارة إلى ما إذا كانت مصاب بالمرض أم لا ستشاهد ذلك. توم رايلي: صحيح. |
olan şey şu ki ben ders çalışmaya çalışıyordum ve çalışamadım çünkü sen istemedin. | Open Subtitles | الذي يحدث هو انني كنت احاول ان أدرس ولم أستطع بسبب انكِ لم تريدي مني هذا |
Güzel. olan şey şu, bu gördüğünüz veri aslında bir PDF dosyasındaydı. | TED | أحب ذلك. ما حدث هو أن البيانات التي رأيتموها كانت في الأساس بصيغة بي دي إف. |
olan şey şu ki fiyat aşağı indiğinde, insanların gün içinde normaldekinden daha farklı zamanlarda Uber kullanma ihtimalleri ve daha önce kullanmadıkları yerlerde kullanma ihtimalleri oluyor. | TED | ما يحدث هو عندما ينزل سعر السهم ، الناس تميل أكثر لاستخدام أوبر في أوقات مختلفة من اليوم خلافا لما يمكن أن يكون، و أنهم أكثر عرضة لاستخدامه في أماكن لا يمكنهم من قبل. |
Olan şey şu: rüzgar, kum tanelerini diğer taraftan rampanın tepesine doğru üfler, kum sırtın tepesine ulaşınca, kumulun diğer tarafındaki hilâlin içine doğru akar, bu yolla boynuz şekilli kumulun tamamı hareket eder. | TED | ما يحدث هو: تحرك الرياح الرمل.. تجاه المنحدر المنبسط من الجهة التالية بعدها.. وعندما تبلغ حبات الرمل قمة التل.. تتساقط الحبات داخل الهلال.. وبالتالي الكثيب الهلالي الشكل يتحرك ككل. |
(Alkışlar) Ne yazık ki aslında olan şey şu, insanlar bu soruları cevaplamıyorlar çünkü bu bilgilerle kendilerine karşı ayrımcılık yapılacağını düşünüyorlar, sadece bilgiyi sunuş şekliniz yüzünden. | TED | (تصفيق) ولسوء الحظ، ما يحدث هو أن الناس يرفضون الإجابة على هذه الأسئلة، لأنهم يعرفون أنك ستستخدم هذه المعلومات للتمييز ضدهم، كل ذلك بسبب الطريقة التي قدمت بها المعلومات. |
Ama bence olan şey şu: jenerasyonla ilgili duruma odaklandıkça bu ''insan grupları'' insanların sadece insan olduğunu unuttuğumuz bir alan yarattı. ''İnsan insandır.'' | TED | ولكن أظن أن ما حدث هو التركيز على الفئات الأجيال، هذه المجموعات من الناس، التي صنعت قدرة نسيان أن الناس هم ناس. |
Ve ne oldu? Olan şey şu: Çin büyüyor ve artık o derece eşit değil, | TED | وماذا حدث؟ ما حدث هو كالتالي: الصين في تنامي، لم تعد مساوية للولايات المتحدة |
olan şey şu; sen kendi tutkularını diğer her şeyin önüne koyup, gittin. | Open Subtitles | ...ما حدث هو وضع رغباتك الخاصة قبل كل شيء آخر وغادرتي |