"olan ihtiyacı" - Translation from Turkish to Arabic

    • الحاجة
        
    Lakin insanlar buna olan ihtiyacı hissetmeden karar da vermeyecekler ve şu an yaşadığımız sorun da tam olarak bu. TED ولكن الناس لن يقرروا في ذلك حتى يدركوا الحاجة لذلك، وهذه هي مشكلتنا في الوقت الحالي.
    Kan testine olan ihtiyacı büyük ölçüde azaltıyor ve 7/24 çalışıyor, ön-ayarlı sıklıklarda veri toplayıp analiz ediyor. TED إنه يقلل بشكل كبير الحاجة لفحص الدم ويعمل على مدار الساعة ويجمع البيانات ويحللها في فترات محددة مسبقًا.
    Kökler, yağmur suyu drenajına ve su dağıtım şebekelerine olan ihtiyacı düşürüp seli de önlerler. TED تساعد الجذور على منع الفيضانات، مع تقليل الحاجة إلى تصريف العواصف ومحطات معالجة المياه.
    Kilisenin reforma olan ihtiyacı çok açık. Open Subtitles الحاجة إلى الإصلاح في الكنيسة أصبح ضرورياً
    Diğer insanlara güvenme eksikliği, dine olan ihtiyacı arttırır. Open Subtitles انعدام الثقة في الآخرين يزيد الحاجة إلى اعتناق ديانة
    -O zaman bence güçlü para piyasalarına olan ihtiyacı anlayabilir. Open Subtitles إذاً أعتقد أنّه سيقدّر الحاجة لأسواق مالية قوية.
    Doğru. Yani blockchain'in gerçek manası, avukat gibi veya güvenilir bir aracı kurum gibi üçüncü kişilere olan ihtiyacı değişimi kolaylaştırmak için ortadan kaldırmaktır. TED أليس كذلك؟ لذلك فالمعنى التضميني لقاعدة البيانات الموزعة هي أنها تُزيلُ الحاجة إلى أي نوع من وجود الطرف الثالث، مثل محامٍ، أو وسيط موثوق به أو ربما غير وسيط حكومي لتسهيل التبادل.
    hapishanelere olan ihtiyacı ortadan kaldırmak ve refah sağlamak bu sorunlar daima vardı çünkü daima kıtlık içinde yaşadık ve kıtlığı yaratan para sistemiyle. Open Subtitles القضاء على الحاجة إلى السجون و دور الرعاية الاجتماعية. كَانَت لدينا دائماً هذه المشاكلِ لأننا دائما كنا نعيش بالندرةِ والمساومة، والنظمالنقديةالتيتنتج الندرة.
    Savurgan, bağımsız arabalara olan ihtiyacı azaltacak, ...hatta ortadan kaldıracak stratejik ve entegre tasarımlar gereklidir. Open Subtitles هذه التقنيات تحتاج لأن تدمج وتصمم بطريقة إستراتيجية حتى تقلل أو حتى تلغي الحاجة إلى وجود وسائل النقل المستقلة المهدرة للطاقة.
    Gizli savaşçılara olan ihtiyacı da anlıyorum. Open Subtitles وأنا أفهم الحاجة لهؤلاء الجنود
    Annem bir misyonerdi ve Karellen geldiğinde Tanrıya olan ihtiyacı köreltti ve sonunda annem kendisini öldürdü. Open Subtitles أمى كانت متدينة وعندما جاء (كاريلين) قتل الحاجة للرب لذا قتلت نفسها
    "Dünyada üç çeşit insan vardır: Harekete geçmeyenler, bir şey elde etmeyen, elde etmek istemeyen insanlar, ulaşmak için hiçbir şey yapmayacak olanlar. Harekete geçebilecek olanlar, değişime olan ihtiyacı görenler ve dinlemeye hazır olanlardır. Harekete geçen insanlar vardır, bir şeyleri gerçekleştiren insanlar." TED "هناك ثلاثة أنواع من الناس في العالم: الذين هم غير قابلين للتحريك، الأشخاص الذين لا يفهمون ولا يريديون أن يفهموا، وسيقومون بأي شيء لأجل ذلك. وهناك الأشخاص الذين يمكن تحريكهم، الأشخاص الين يرون الحاجة للتغيير وهم مستعدون للاستماع إليها. وهناك الأشخاص الذين يحرّكون، الذين يجعلون الأمور تحصل."
    Hakikaten de dualarım kabul oldu ve bu adamın evine görüşmeye çağrıldım. Annesiyle, babasıyla, karısıyla, erkek kardeşiyle ve onların ailesiyle tanıştım. Tanrı inancı olan insanların huzurunda affedici ruhlu insanlar bana yol açıp fırsat sundular kıymetli olmam, onunla ve çocuklarla paylaşmam için anlayışın önemini, sorumlu bir yetişkin ile olmaya olan ihtiyacı, sağlıklı bir biçimde öfkene odaklanmayı, meditasyon yapmayı öğrenmeyi. TED وبدون شك، تم الاستجابة لصلواتي، لأنني دعيتُ لمقابلة هذا الرجل في منزله، والتقيتُ بوالدته ووالده، وزوجته وأخيه وأسرهم. وتم منحي الفرصة لأكون مع هؤلاء الأشخاص المؤمنين بالله بقيادة هذا الرجل، الذي كان في روح معنوية للتسامح، مما مهّد لي المجال، وأوجد لي الفرصة لأكون ذا قيمة وأن أشارك معه ومع أطفاله أهمية فهم الحاجة لنكون مع شخص بالغ مسؤول، والتركيز على الغضب الذي بداخلنا بطريقة صحية، وتعلم التأمل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more