Yayılmamız için ihtiyacımız olan kaynakları bize verdiniz. | Open Subtitles | لقد منحتمونا الطريق إلى الموارد التي نحتاجها من أجل توسعنا في اتجاهات عديدة |
Benim vali olarak görevim, işi halledebilmesi için ihtiyacı olan kaynakları ona sunmak*. | Open Subtitles | وظيفتي كمحافظ هي توفير الموارد التي تحتاجها لتنهي القضايا. |
Hayır ama valinin desteğini kaybettiyse ihtiyacımız olan kaynakları bulamayacak ve moral sorun olacak. | Open Subtitles | لا، لكن إن خسرت دعم المحافظ فلن تستطيع أن توفر لنا الموارد التي نحتاجها أو إن كانت الروح المعنوية ستكون مشكلة |
Bugün bir kahraman öldü. Sınır Bilim Ekibi'ne dünyamızı kurtarmak için ihtiyaçları olan kaynakları sağlamak için kendini feda etti. | Open Subtitles | لقد مات بطل اليوم، مضحّيًا بنفسه من أجل فريق الهامشيّة وإحضار الموارد التي يحتاجونها لإنقاذ عالَمنا. |
Emrimiz dışında olan kaynakları kullanıyorsun, ve sadece her şey yolunda giderse seni koruyabiliriz. | Open Subtitles | اذا استخدمت الموارد التي في حوزتنا، فستحمي مؤخرتك إذا جرتِ الرياح بغير ماتشتهي السّفن |
Farzedelim ki ailelerin boykotu, IŞİD'in işlerini yürütebilmesi için gerekli olan kaynakları tanımlayacak ve onları ortadan kaldıracak olan ve IŞİD'in dayandığı yiyeceği üreten kalifiye işçiler; petrolü çıkaracak ve onu arıtacak mühendisler; medya altyapısı ve iletişim kanalları ve taşıma sistemleri ve yerel iş yerleri daha büyük bir stratejinin bir parçası olsaydı? | TED | ماذا لو أن مقاطعة الآباء كانت جزءًا من استراتيجية أكبر لتحديد وقطع الموارد التي تحتاجها داعش للعمل؛ العمالة المدربة التي تحتاجها لإنتاج الطعام، والمهندسين المكلفين باستخراج البترول وتكريره، والبنية التحتية للإعلام ووسائل التواصل، وأنظمة التنقل، والأعمال المحلية التي تعتمد عليها داعش؟ |