"olanak tanır" - Translation from Turkish to Arabic

    • يتيح
        
    Dolayısıyla bu format, tek tip eğitim modelinden uzaklaşıp öğrencilerin çok daha kişiselleştirilmiş bir müfredat izlemelerine olanak tanır. TED إذن فالأسلوب يتيح لنا تجنب نموذج المقاس الواحد للجميع في التعليم ويتيح للطلاب اتباع منهج مخصص للفرد بصورة كبيرة.
    Teorik olarak bu bilgi, nesneyi parçacık bileşenlerinden yeniden oluşturmamıza olanak tanır. TED ونظريًا، فإن الإحاطة علمًا بهذه المعلومات من شأنه أن يتيح لنا إعادة تكوين الجسيم مِن مكوناته الأولية.
    Elmayı gördüğünüzde, beyninizin motor merkezi uygun kasları harekete geçirir. Kolunuzla ona ulaşmanıza olanak tanır. Elinizle tutarsınız, dirsek ekleminizi bükersiniz ve elmayı ağzınıza götürürsünüz. TED فعندما ترى التفاح، يقوم مركز الحركة في دماغك بتنشيط العضلات المناسبة، مما يتيح لك التواصل مع ذراعك، والوصول إليها بيديك، وثني مفصل الكوع، ومن ثم إحضارها إلى فمك.
    Bugün, SMILE adı verilen teknik daha küçük kesikler sayesinde iyileşme süresinin azaltılması ve korneanın şekillendirilmesinde cerrahlara olanak tanır. TED في هذه الآونة، ثمة أسلوب يطلق عليه سمايل يتيح للجراحين نقش القرنية بنقوش أصغر من ذي قبل - مع تقليل فترة الاستشفاء.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more