"olarak aynı" - Translation from Turkish to Arabic

    • نفس
        
    • بنفس
        
    • نفسه
        
    • متشابهة
        
    Şimdi lütfen buna bir de gay gözlüklerinden bakın ama şunu bilin herhangi bir gizi çıkarmanın temel olarak aynı şeyi gerektirdiğini bilin. TED الأن، رجاء انظروا الى الأمر من خلال منظور شخص مثلي، ولكن هل تعرف ما يتطلبه الأمر للخروج للعلن بشكل أساسي هو نفس الشيء.
    Buna rağmen, evrendeki bütün sezyum 133 atomları tam olarak aynı frekansta salınırlar. TED ومع ذلك، كل ذرة سيزيوم 133 في الكون تتأرجح على نفس التردد المحدد
    Elbette, ve tam olarak aynı koşulda hazneyi kapat elektrometreyi şarj et. Open Subtitles بطبيعة الحال، ووضع في بالضبط نفس القضية إغلاق ملف القضية اتهم الكهربية.
    Niceliksel ve niteliksel olarak, aynı şeyde denendiklerinde, insanların davrandığı şekilde davranmayı seçiyorlar. TED بشكل نوعي واحصائي، اختاروا تماما بنفس الطريقة كما الأشخاص، الذين خضعوا لنفس التجربة.
    Belki de tam olarak aynı şekilde hareket etmiyoruz. TED ربما لا نتحرّك جميعنا تماما بنفس الطريقة.
    Aslında, bizim tarifimiz; genlerimiz tam olarak aynı kod ve yazılış biçiminde. TED في الحقيقة إن خليطنا، أي جيناتنا، هو نفسه ذلك الترميز ونفس أسلوب الكتابة ذاك.
    Görsel olarak aynı gibi geldi. Open Subtitles نعم، و لكن المهام التي بالقائمة بدت متشابهة من الناحية البصرية
    15yılsonrabile aynı insanları, tam olarak aynı toplumsal ilişkilerle aynı yere koy yine de en son bıraktığın haldeki gibi olacaklar. Open Subtitles حتى بعد 10 أو 15 عاماً ضعي نفس الأشخاص، في نفس البيئة وبنفس العلاقات الشخصية بالضبط وسوف يبدؤون من حيث انتهوا
    Bu sınamayı 16 kez yaptık ve 16 kez, milimetrenin onda biri hassaslıkla tam olarak aynı yere geldi. TED أجرينا هذا الاختبار 16 مرة، وفي الـ 16 مرة، انتقلت إلى نفس المكان تمامًا إلى عُشر المليمتر.
    Kaputun altına bakarsak, işte bunu buluruz: temel olarak aynı şeyi. TED وإذا أمعنا النظر بشكل أكبر، فسوف نجد: نفس الشيء.
    Evet, burada olduğumu biliyor. O da şimdi muhtemelen bir striptiz kulübündedir, yani bir şaka olarak, aynı benim gibi. TED نعم، هي تعلم أني متواجد هنا. قد تكون هي نفسها داخل ناد للتعري الآن، على سبيل المزاح، تفعل نفس الشيء مثلي.
    Onların durumunda, ikisi de aynı anda cüzdanlarından tam olarak aynı fotoğrafı çıkardılar. TED في حالتهم، يسحبان محفظتيهما في نفس الوقت عارضين نفس الصورة.
    Yıllar sonra, Rand MacNally bir harita yayımlıyor; üzerinde, hiçliğin ortasındaki iki toprak yolun tam olarak aynı kesişiminde Agloe, New York var. TED وبعد عقود، أصدر راند مكنالي خريطة تضم أغلو نيويورك على نفس التقاطع المحدد للطريقين الترابيين، في مكانٍ قصي.
    Aziz Augustine tam olarak aynı noktaya işaret etti. TED هذا ولقد اشار القديس أوغسطين إلى نفس النقطة.
    Ama anne ve fetüs tam olarak aynı genleri paylaşmazlar. TED ولكن الأم وجنينها لا يتشاركان نفس الجينات بالضبط.
    Tabi siz şırıngayla resim yapmıyorsunuz ancak sonuç olarak aynı işe yarıyor. TED أنت لن تقوم بالطلاء في الحقن، ولكنه يعمل بنفس الطريقة.
    Ve gördüğümüz, insanların tam olarak aynı şekilde, tekrar ve tekrar hata yapmaya devam etme eğilimde oldukları. TED وما نراه هو ميل البشر لمتابعة ارتكاب الأخطاء تماما بنفس الطريقة مرارا وتكرارا.
    İkimiz de aynı bölükteydik, ve genel olarak aynı şeylere sahiptik, aynı kadına aşıktık, Nancy Devoy'a. Open Subtitles كنا بنفس الفرقة وكان بيننا شيئاً مشترك آخر كلانا كان مغرماً
    Ve bu çalışmayı Avrupa'da uyguladığımda, aynı soruları sorduğumda, tam olarak aynı sayıya ulaştım. TED وعندما كررت البحث في اوروبا، بطرح الأسئلة نفسها، وجدت هذا العدد نفسه.
    Sanki çok tuhaf bize kötü ikizler orada olduğunu düşünmek var şu anda olduğu gibi tam olarak aynı şeyi yapıyor. Open Subtitles إنه غريب جداً التفكير بأن لدينا توأم شرير هناك يفعلون الشيء نفسه الذي نفعله الآن
    Sekiz denemenin hepsinde odak noktası tam olarak aynı yer. Open Subtitles مركز الهزات الأرضية في الحالات الثمانية كان هو نفسه
    Görünüşte belki hepsi farklı görünebilir ama altında hepsi tam olarak aynı. Open Subtitles على السطح، قد تبدو كلها مختلفة، ولكن تحتها، جميعها متشابهة تماماً.
    Kısaca şunu gösteriyor entropi, bir sistemin bileşenlerini makroskopik olarak aynı görünümü bozmadan, siz farkına varmadan yapılabilecek düzenlemelerin toplamıdır. TED و هي جوهريا تقول أن الأنتروبيا هي عدد الطرق التي يمكن بها إعادة ترتيب مكونات النظام من دون ملاحظة ذلك التغيير، بحيث تبدو متشابهة بوضوح للعين.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more