"olasılık var" - Translation from Turkish to Arabic

    • هناك إمكانية
        
    • هناك احتمالية
        
    • هناك إحتمالات
        
    • احتمالات
        
    -Peki ufak bir olasılık var. -Eğer adanın uydu istasyonuna ulaşırsak. Open Subtitles اذن هناك إمكانية صغيرة لو امكننا ان نَصِلُ لمحطةَ القمر الصناعي، أَنْ
    Ve karanlık maddenin varlığını açıklama hipotezleri daha sadece emekleme dönemindeyken, çok ama çok heyecan verici bir olasılık var ki, o da bu yaşamda, bu genetik bilgide, daha tanımlanamamış yaşam işaretleri olduğu olasılığı. TED وبينما تظل فرضيات تفسير وجود المادة المظلمة البيولوجية في مراحل طفولتها حقا، توجد هناك إمكانية مثيرة جداً: أنه مدفون في هذه الحياة، في هذه المعلومات الوراثية، توقيعات لحياة غير معروفة بعد.
    Sanırım sizin bu adamla aynı okula gidiyor olmanız gibi bir olasılık var. Open Subtitles أظن أن هناك احتمالية كبيرة أنكما قد درستما مع هذا الرجل.
    Tamam. Bir olasılık var ama size söylüyorum işe yaramaz. Open Subtitles هناك احتمالية واحدة لكنها لن تعمل
    Dediğim gibi Bay Cahalan ciddi bir olasılık var, ama umalım ki vücudu tedaviyi kabul etsin. Open Subtitles كما قلت، السيد كاهالان هناك إحتمالات خطيرة، ولكن دعونا نأمل فقط أن جسدها يرحب بالعلاج
    Aşağıdaki yaşamın nasıl olduğu ya da insanlar için neler yapabileceği ile ilgili sınırsız olasılık var. TED ولذلك، فإن احتمالات ما تبدو عليه الحياة هناك في الأسفل، أو احتمالات ما يمكن أن تؤثر به على البشر، هي غير محددة.
    Ancak, başka bir olasılık var. Open Subtitles على أي حال هناك إمكانية أخرى
    Ancak, başka bir olasılık var. Open Subtitles على أي حال هناك إمكانية أخرى
    Başka bir olasılık var. Open Subtitles - هناك إمكانية أخرى.
    Bunu yapabileceğine dair gerçek bir olasılık var, evet! Open Subtitles نعم هناك احتمالية كبيرة بأنه يفعل ذلك
    Sayın Başbakan, göz önünde bulundurulmayan bir olasılık var. Open Subtitles -أيّها المستشار، هناك احتمالية لم تُناقش بعد .
    Korkunç bir olasılık var. Open Subtitles هناك احتمالية...
    Çok geç olana kadar Wraith'lerin onlara yaklaştığını fark edememeleri gibi bir olasılık var. Open Subtitles هناك إحتمالات إنهم لن يروا "الريث" يتقدمون نحوهم حتى وقت متأخر
    Yani, pek çok olasılık var. TED إذا ، هناك إحتمالات شتى.
    Çok fazla olasılık var, yeteri kadar laboratuvarımız ve bütün deneyleri yapabilecek kadar yeterli vaktimiz yok aslında. TED لا نريد أن نكون عمياناً لأن هناك إحتمالات كثيرة . ولا يوجد الكثير من العمل المعملى ، ولا يوجد وقت بشري كافي للقيام بكل الإختبارات .
    Tabii çıkışı şans eseri kendin bulursan, bütün bunlara gerek kalmaz, ama diğer durumda, her şey ortaya konduğunda üç olasılık var. TED بالطبع لن يكون أي منها مهم إذا كنت محظوظاً كفاية لتكتشف المخرج بنفسك لكن من ناحيةٍ أخرى، وضع كل شيء معاً يتركك مع ثلاث احتمالات
    Üç olasılık var. İlki ve en muhtemeli düştüğümüzde ölmüş olması. Open Subtitles هناك ثلاث احتمالات الأول والمرجح،
    Sadece üç olasılık var. TED هناك ثلاثة احتمالات فقط.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more