Soğuk iklimi göz önüne alırsak pek olasılıksız. | Open Subtitles | تبعاً لحالة الطقس يبدو ذلك احتمال مستبعد |
Ki en son durumunu düşünürsek oldukça olasılıksız duruyor. | Open Subtitles | وهو أمر مستبعد للغاية بغض النظر عما كانت عليه مؤخرا |
Ki en son durumunu düşünürsek oldukça olasılıksız duruyor. | Open Subtitles | وهو أمر مستبعد للغاية بغض النظر عما كانت عليه مؤخرا. |
olasılıksız ve çok uygunsuz. | Open Subtitles | نعم. بعيداً عن الإحتمال وغير ملائم للغاية |
Spratt'ın özel hayatının olduğunu düşünmek olasılıksız geliyor. | Open Subtitles | يبدو بعيداً عن الإحتمال أن أفكر بـ(سبرات) بحياة خاصة به |
73 milyonda bir kadar olasılıksız değil, ancak yine de oldukça olasılıksız. | TED | ليس كترجيح واحد في 73 مليون، لكن مع ذلك غير مرجح إلى حد ما. |
Evet. İmkânsız değil ama oldukça olasılıksız. | Open Subtitles | اعلم, ليس مستحيلاً,ولكن هذا مستبعد جدا |
Varoluşun kanıtlanmamış ve son derece olasılıksız... | Open Subtitles | وجودك غير مثبت وبعيد الإحتمال |