Hayatımızı olduğu şekilde seviyorum. Söyleyeceğimin hepsi bu. | Open Subtitles | أحب أن تسير الأمور كما هي عليه هذا كل ماأقوله |
Reform yalanı sadece mani olur endüstriyel hapis gücüne veya kazanılmış çıkarları korumaya olduğu şekilde. Ama birimiz yada hepimiz için. | TED | فالعوائق التي تقف في طريق الاصلاح لا تكمن هناك في قوة المجمع الصناعي الذي يشبه السجن أو المصالح الراسخة التي تريد ابقاء الامور كما هي ولكن داخل كل واحد منا. |
O kamyoneti olduğu şekilde adil bir biçimde aldım. | Open Subtitles | إشتريتُ تلك الشاحنة بعدل وإنصاف كما هي. |
Ve bir açıdan baktığımızda bunun anlamı birinin her şeyi olduğu şekilde görmeyi kabul etmediğinde ortaya çıkan tehlikeyi kabullendiniz demektir. | Open Subtitles | وعلى مستوى ما فهذا يعنى أنك تقر بالخطر المحدق عندما يرفض أحدهم أن يرى الأشياء على حقيقتها |
Dünya'nın yerlileri olan bizler, ilk kez biraz geri çekilmiş ve onu gerçekte olduğu şekilde görebilmiştik: | Open Subtitles | للمرة الأولى نحنُ قاطنوا الأرض تمكنا من التراجع و مشاهدتها على حقيقتها |
Sen hayatını olduğu şekilde seviyorsun. | Open Subtitles | ..انتِ انتِ تُحبين حياتك كما هي |
Sen hayatını olduğu şekilde seviyorsun. | Open Subtitles | انت انت تحبين حياتك كما هي |