Nükleer savaşın gerçek bir tehdit olduğu bir dünyada yaşıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعيش في عالم حيث الحرب النووية تشكل تهديدا حقيقيا. |
Kıtlığın tehlikeli olduğu ve bolluğun hayatta kamak demek olduğu bir dünyada evrim geçirdik. | TED | لقد تطورنا في عالم حيث الندرة خطيرة، والوفرة تعني البقاء. |
Onlar benim neslimin insanları, her şeyin kağıtsız olduğu bir dünyada büyüdüler ve en iyi sohbetlerimizin bazılaları bir ekran üzerinden oldu. | TED | هؤلاء الأشخاص هم من جيلي هذا الجيل الذي ترعرع في عالم حيث لا وجود للورق، وحيث تحدث أفضل حواراتنا أمام شاشة |
Joey'nin haklı olduğu bir dünyada büyümelerine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | ولن اجعلهم يعيشون في عالم يكون فيه جوي على حق |
İnsanların köle ve eşya olduğu bir dünyada, neden bir insanı hükümdar yapsınlar ki? | Open Subtitles | فى عالم حيث البشر عبيد لماذا يجعلوا واحدة الملكة ؟ |
İnsandan çok mobil cihazın olduğu bir dünyada bunun gerçekten küresel bir erişimi var. | TED | في عالم فيه عدد الهواتف المحمولة أكبر من عدد البشر، فإن لديها تأثير عالمي حقًا. |
Nefret ve hırsın hakim olduğu bir dünyada yaşadığımız düşünülür, fakat ben öyle düşünmüyorum. | Open Subtitles | والرأي العام الغالب يقول باننا نعيش في عالم من الكراهية والجشع لاكني لا اوافق ذلك |
Çünkü hala şamanların, ormanın ruhuna şarkılar söylediği, nehirlerin kaynadığı ve efsanelerin gerçek olduğu bir dünyada yaşıyoruz. | TED | لأننا نعيشُ في عالمٍ حيث ما زال الشامان ينشدون لأرواح الأدغال، حيثما تغلي الأنهار. حيث الأساطير تخرج للحياة. |
Aşağı yukarı bir amaç ortaya koymanın belge yayımlamak kadar kolay olduğu bir dünyada harika olasılıklara sahibiz. | TED | في عالم حيث إنشاء شيء هو بسهولة طباعة وثائق، لدينا إمكانيات جديدة مدهشة. |
GSYİH'nın küresel ekonomide başarının ölçüsü olduğu bir dünyada yaşıyoruz. | TED | نحن نعيش في عالم حيث الناتج الإجمالي هو مؤشر النجاح في الاقتصاد العالمي. |
Ama hâlâ derinizin renginin sadece ilk izlenim vermekle kalmayıp sizinle ilgili akılda kalan son şey olduğu bir dünyada yaşıyoruz. | TED | ولكن ما زلنا نعيش في عالم حيث أن لون بشرتنا لا يعطي الانطباع الأول فقط، ولكن انطباعاً يدوم الى الأبد. |
Pek çok insanın başkaları hakkında peşin hükümlü ve uç fikir sahibi olduğu bir dünyada yaşıyoruz, onlar hakkında pek bir şey bilmeden. | TED | نحن نعيش في عالم حيث يتمسك الكثيرون بآراء مطلقة وأحيانًا متطرفة عن الآخرين بدون معرفة الكثير عنهم. |
Yasalar her zamankinden daha önemli çünkü artık tek kuralın devletin bilgilerimizi suistimal etmesinden korumak olduğu bir dünyada yaşıyoruz. | TED | فالقانون أهم الآن مما سبق لأننا نعيش في عالم حيث فقط القواعد تمنع الحكومات من إساءة استخدام هذه المعلومات |
Böyle imkansızlıkların olduğu bir dünyada yaşadığımıza inanamıyorum. | Open Subtitles | ومن الصعب أن نعتقد أننا نعيش في عالم حيث هذا النوع من المستحيل حتى موجودا. |
Tutkuların yasak, inancın mükemmel olduğu bir dünyada bir adama tüm aşkıyla tutundu, tüm beşeriyetini ona açtı. | Open Subtitles | في عالم حيث الحب ممنوع الحب الذي حملته لرجل أعطته لكل البشر |
Henüz tutkunun suç olduğu bir dünyada yaşamıyoruz. Değilmi Dedektif? | Open Subtitles | نحن لا نعيش بعد في عالم حيث يعتبر الشغف جريمة ، أليس كذلك أيّتها المحققة؟ |
Gergedanların evcil hayvan olduğu bir dünyada İkinci Dünya Savaşı'nı kim kazanırdı? | Open Subtitles | في عالم حيث الكركدن حيوانات أليفة مدجّنة من يفوز بالحرب العالمية الثانية ؟ |
Farazi olarak diyelim ki, zaman yolculuğunun mümkün olduğu bir dünyada yaşıyoruz. | Open Subtitles | دعنا فقط نقول إفتراضيا نحن نعيش في عالم حيث يوجد السفر عبر الزمن ، حسناً؟ |
İnsanın kötü, tanrının iyi olduğu bir dünyada yaşamayı tanrının kötü olduğu bir dünyaya tercih ederiz. | Open Subtitles | إننا نفضل العيش في عالم يكون فيه الرب طيب و الإنسان فاسد بدلاً من عالمٍ يكون فيه الرب فاسد |
- Sakın orada oturup bana onu geri çevirdiğini söyleme, çünkü bu Carl'ı daha akıllı yapar ve ben bunun gerçek olduğu bir dünyada yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | أنكَ رفضت الزواج بها فهذا مِن شأنه أن يجعله أذكى منكَ و لا أود أن أحيا فى عالم حيث أن هذا الكلام صحيح |