Ve mümkün olduğu kadar çok tekniği harcayıp en kaliteli hamburger yapmayı denerseniz bu biraz uzun sürebilir. | TED | واذا حاولت المبالغة في التقنية بقدر الامكان محاولا عمل الهمبرجر الاعلى جوده, يصبح ذلك اكثر مشاركة. |
Nefret ve şiddeti önlemek istiyorsanız mümkün olduğu kadar çok sayıda insanla mümkün olduğu kadar uzun süre konuşmamız lazım, ayrıca şeffaf bir tutum sergileyerek. | TED | إذا أردنا منع الكراهية والعنف، علينا التحدث مع أكبر قدر ممكن من الناس لأطول مدة ممكنة منفتحين على الناس بقدر الإمكان. |
Kiliseden çık ve mümkün olduğu kadar çok insanı tahliye et. | Open Subtitles | أخرج من الكنيسة وأخلى المكان من الناس بقدر ما تستطيع |
Elbette, ama ben mümkün olduğu kadar çok öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | بالطبع هى كذلك لكننى أرغب بالتعرف عليك قدر ما أستطيع |
"Mümkün olduğu kadar çok bebek" demek herhangi bir zamanda iki topun hamile kalması demek. | Open Subtitles | انجاب الاطفال بقدر المستطاع هذا يعني بأنة يجب ان يكون هنالك كرتان حاملتان باي وقت ممكن |
İşbirlikleri kuran, arabulucu bir tanrı olabilirsiniz, ki bu da oyunda imkan dahilinde. Ya da etrafta öylece dolanan ve mümkün olduğu kadar çok keşif yapmak isteyen meraklı bir tanrı olabilirsiniz. | TED | ويمكنك أن تكون إله ربط، تبني تحالفات، الذي يمكنك أن تفعله أيضاً في اللعبة، أو أنت تكون فضولي فقط، الالتفاف حولك وقد ترغب أن تستكشف بقدر ماتستطيع. |
Mümkün olduğu kadar çok sesli güldüm. | Open Subtitles | وكنت كلما ضحكت كلما صرخت بقدر ما أستطيع |
İnsan ırkının hayatta kalabilmesi için mümkün olduğu kadar çok bebek yapmalıyız. | Open Subtitles | من اجل العالم - اعلم - يجب ان نحضى بأطفال من اجل انقاذ البشرية بقدر ما نستطيع |
"Mümkün olduğu kadar çok bebek yapmalıyız." Carol aynen böyle dedi. | Open Subtitles | يجب ان نحضى بأطفال بقدر ما نستطيع |
Mümkün olduğu kadar çok kadar dinleniyor. | Open Subtitles | إنها ترتاح بقدر المُستطاع. |
Mümkün olduğu kadar çok online sohbetler edin. | TED | وبالتوازي مع ذلك، حاول جعل أكبر قدر من التواصل عبر الإنترنت. |
Yani Instagram'ın amacı mümkün olduğu kadar çok dikkat çekmeniz. | TED | لذلك إنه في صالح الإنستغرام أن تستحوذوا على أكبر قدر من الاهتمام. |
Mümkün olduğu kadar çok gürültü yap. | Open Subtitles | افعل الكثير من الضوضاء علي قدر ما تستطيع |
Jane, mümkün olduğu kadar çok erkek öldürmene yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا أريد أن أساعدك أقتلى قدر استطاعتك من الرجال |
Bu yüzden, mümkün olduğu kadar çok odayı yalıtmamız gerekti. | Open Subtitles | .لهذا كان لابد أن نعزل الغرف قدر الامكان |