Bu olay olduğu sırada dört yaşındaydı. | TED | عندما حدث هذا الكوخ كله، كان في الرابعة من عمره. |
Evet, evet, evet, evet. O iyi. Deprem olduğu sırada okuldaymış ve buna bayılmış. | Open Subtitles | إنه بخير، كان بالمدرسة عندما حدث ذلك وأعجبه ذلك |
olduğu sırada seninle birlikte burada oturuyordum. | Open Subtitles | لقد كنت واقفا ً معك هنا عندما حدث اطلاق النار |
Bir sonraki çatışma karşımıza çıktığında yaşanmakta olduğu sırada yine farkına varamıyoruz. | Open Subtitles | وعندما تتكرر نفس المأساة نحنُ نقف عاجزين بينما هي تحدث أمامنا |
Bir sonraki çatışma karşımıza çıktığında yaşanmakta olduğu sırada yine farkına varamıyoruz. | Open Subtitles | وعندما تتكرر نفس المأساة نحنُ نقف عاجزين بينما هي تحدث أمامنا |
Blade'in annesi hamile olduğu sırada bir vampirin saldırısına uğramıştı. | Open Subtitles | ام "بليد" هوجمت من مصاص دماء بينما كانت تنجبه. |
Biliyorsun ki saklanmıyordum olduğu sırada. | Open Subtitles | لم أكن مختبئاً , كما تعلمى عندما حدث الأمر |
olduğu sırada seninle birlikte burada oturuyordum. | Open Subtitles | لقد كنت واقفا ً معك هنا عندما حدث اطلاق النار |
Yaşıyor olmamın tek sebebi ben.... olduğu sırada bir matbaadaydım. | Open Subtitles | السبب الوحيد بأني حيّ لأني كنت موجود في... محل طباعة عندما حدث ذلك |
olduğu sırada tuvaletteydim. | Open Subtitles | لقد كنت بدورة المياه عندما حدث الأمر |
Bu olay olduğu sırada çocuk yaştaydınız herhalde. | Open Subtitles | حسنُ، لابد وأنكم كنتم أطفال عندما حدث كل هذا! |
Olay olduğu sırada kendisi adamla telefondaymış. | Open Subtitles | كانت على الهاتف معه عندما حدث ذلك |
Bak, Dylan bayılma olduğu sırada ve herkes uyuyunca... | Open Subtitles | أترى (ديلان)... عندما حدث "الإغماء" و عندما سقط الجميع في النوم |
Ondan sarhoş olduğu sırada faydalandın, değil mi? | Open Subtitles | إستغللتيها بينما كانت ثملة، أليس كذلك؟ |
Tamam, Fayed'in arabasının tünelin içinde olduğu sırada, üç araç çıkmış. | Open Subtitles | حسناً، بينما كانت سيارة (فايد) في النفق، خرجت ثلاث سيارات |