Birçok şeyi unutmaya hazırım, ama kral olduğum gerçeğini unutmaya hazır değilim. | Open Subtitles | وأنا على استعداد أن أنسى أشياء كثيرة، إلا حقيقة أنني الملك |
Söyleyeceklerim, benim, çıkış biletim olduğum gerçeğini değiştiremez. | Open Subtitles | لا شيء سأقوله سيغير من حقيقة أنني تذكرة خروجك |
Kabalığımı görüyorsun da kör olduğum gerçeğini göremiyor musun? | Open Subtitles | ..ترى كم أنا فظّة ولكنك لا ترى حقيقة أنني عمياء أمامك؟ |
Onu durdurmak istesem de oğlu olduğum gerçeğini değiştiremem. | Open Subtitles | ... حتى لو أردت أن أتجنبه لا يمكنني أن أغيّر حقيقة أني إبنه |
"Bir katil olduğum gerçeğini değiştiremem,.. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting\fs25\pos(190,290)}حافلة الموت المتنقلة لا أنكر حقيقة أني كنت قاتل" |
Baban olduğum gerçeğini sağlamlaştırmaya çalışıyorum! | Open Subtitles | أحاول تأكيد حقيقة أني والدك! |
Ama ondan 8 yaş falan daha büyük olduğum gerçeğini unuttum. | Open Subtitles | لكنني لم أفهم حقيقة أنني أكبر منها بثمان سنوات. |
Katil olduğum gerçeğini değiştiremem, tıpkı bir şairin ilhamını bastıramayıp şarkı söylemesi gibi. | Open Subtitles | لا يسعني تجاهل حقيقة أنني قاتل، كما أن زيادة إلهام الشاعر لاتستطيع مساعدته في الغناء. |
Granville' in gelmesini isteyenin sadece ben olduğum gerçeğini mi kabul etmeyim? | Open Subtitles | لا أدرك حقيقة أنني أنا من طلب حضور "جرانفيل" ؟ |
Ölecek olduğum gerçeğini kabullenmeliydim. Sonra bir şey gördüm. | Open Subtitles | وكان علي تقبّل حقيقة أنني سأموت. |
(Kahkahalar) (Alkışlar) Bu benim kendime takıntılı olduğum gerçeğini değiştirmiyor -- tıpkı bir film yıldızının olması gerektiği gibi. | TED | (ضحك) (تصفيق) هذا لا ينفي حقيقة أنني مهووس تماماً بذاتي، كما ينبغي لنجم سينما أن يكون. |