"olduğumdan değil" - Translation from Turkish to Arabic

    • ليس لأني
        
    • وليس لأنني
        
    • ليس لأنني
        
    Sendeki gibi bir yeteneğe sahip olduğumdan değil ama biri yetenekliyse görmeyi bilirim. Open Subtitles ليس لأني متأكد من إمتلاكي موهبة لكني أشعر بها
    Çok hırslı olduğumdan değil. Open Subtitles ليس لأني طموح جدا إنها مجرد طريقة لقتل الوقت...
    Cimri olduğumdan değil. Prensip meselesi diyelim. Open Subtitles ليس لأني أنا رخيص انها مسألة مبادئ
    Sıkıcı biri olduğumdan değil de ya da diğer kültürlere ilgisizliğimden değil de bu yüzden mi? Open Subtitles وليس لأنني مملّ وغير مهتمٍّ بالثقافات العالمية؟
    Çocuk yetiştirebilir olduğumdan değil. Open Subtitles ‫وليس لأنني قادر على تربية طفلة
    O mezarlıktan yola çıkarak, bir daha aramaya başladım, cesur olduğumdan değil, ölmek ile inanmak arasında bir seçim yapmam gerektiğini bildiğimden. TED ومن تلك المقبرة، بدأت البحث مرة أخرى، ليس لأنني كنت شجاعًا، لكن لأني فهمت أنى إما أن أؤمن أو أموت.
    Başaramazsam, cesaretsiz olduğumdan değil, yeterince iyi olmadığımdan kaynaklanacak. Open Subtitles و إن فشلت، فقد فشلت، لكن لأنني لم أكن جيدة تماماً، ليس لأنني لم أمتلك الجرأة الكافية.
    Bu işi almanı istemedim, ırkçı olduğumdan değil, bu işi için yeterli olduğunu düşünmediğimden. Open Subtitles - أنا لم أريدك أن تحصل على هذه الوظيفة ليس لأني عنصري، بل لأعتقادي أنك لست أهلاً بها
    Bencil olduğumdan değil. Open Subtitles ليس .. ليس لأني أنانية
    Tutucu kaltağın teki olduğumdan değil yani. Open Subtitles ليس لأني مسيحية متزمتة
    Bir katil olduğumdan değil. Open Subtitles "ليس لأني قاتل...
    Bu nedenle de herkese söylemeye karar verdim (Kahkahalar) ve tam burada, bu sahnede. Güvenilmez biri olduğumdan değil, çok fazla ortak noktamız olduğu için. Bunları bilmek hepimiz için çok önemli, özellikle şu anda, çünkü; dünyadaki problemlerin bu kadar çok olma nedeni, bizi birbirimize bağlayan şeylere değil, bizi farklı yapan şeylere odaklanıyor olmamız gibi görünüyor. TED لذا قررت إخبار الجميع... (ضحك) هنا على خشبة هذا المسرح، ليس لأني لست جديرة بالثقة، ولكن بسبب حقيقة أننا نملك الكثير من الأمور المشتركة ويبدو ذلك هامًا للغاية كي نسمعه جميعًا الآن تحديدًا، في وقت تبدو فيه الكثير من مشاكل العالم نتيجة لتركيزنا على الأشياء التي تُظهر اختلافاتنا، بدلًا من الأشياء التي توحدنا.
    (Gülüşmeler) Hayır, kendini beğenmiş, sahte iyiliksever bir gurme olduğumdan değil. TED ( ضحك ) لا , ليس لانني معتدٌ بنفسي قليلاً وليس لأنني أقرف سريعاً من الطعام
    Farkettim ki... meraklı bir komşu olduğumdan değil ama o pencerenin önünde çok defa oturduğunu ve bana söylediğine göre araştırmasını yaptığını gördüm. Open Subtitles أنا قد لاحظت وليس لأنني جارة فُضولية... ولكني لاحظتُ بأنه يجلس عند تلك النافذة كثيراً! ويقوم بالبحوث كما قال لي.
    Dar görüşlü olduğumdan değil. Benden güzel mi bilmek istiyorum sadece. Open Subtitles وهذا ليس لأنني سطحية ، فقط أريد حقاً أن أعرف إن ما كانت أجمل مني
    Çıplak olduğumdan değil. Vücudumu çok beğenirim. Open Subtitles ليس لأنني كنت عارياً في الحقيقة أنا أحب جسدي كثيراً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more