Ona sahip olduğun için çok şanslısın kardeşim. | Open Subtitles | لحسن حظّك أنّها تعتني بك يا أخي. |
Ona sahip olduğun için çok şanslısın kardeşim. | Open Subtitles | لحسن حظّك أنّها تعتني بك يا أخي. |
Onun arkadaşı olduğun için çok şanslısın. | Open Subtitles | على هذا الكوكب. أنت محظوظ لأنك صديقه |
Zaten hayatta olduğun için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ لأنك ما زلت حيا |
- Kadın olduğun için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت جد محظوظة لأنك إمرأة كيف ذلك؟ |
Burada olduğun için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ لكونك موجود هنا عصر اليوم |
Şu anda komada olduğun için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنتِ محظوظة جداً لأنكِ في غيبوبة الآن |
Bu kadar yakışıklı olduğun için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ لأنك وسيم جداً |
Düzgün bir çocuk olduğun için çok şanslısın Ash. | Open Subtitles | (أنت محظوظ لأنك سويٌّ يـا (آش. |
Eric ile birlikte olduğun için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت جد محظوظة لأنك مع إريك |
Jesse'nin arkadaşı olduğun için çok şanslısın çünkü boynum tutulmak üzere. | Open Subtitles | أنت محظوظ لكونك صديق (جيسي) لأني أعاني تصلباً خطيراً في رقبتي هنا |
Onun gibi birine sahip olduğun için çok şanslısın. - O çok daha iyi... | Open Subtitles | أنتِ محظوظة جداً لأنكِ حظيتِ بها |