"olduğunu öğretti" - Translation from Turkish to Arabic

• علمني أن
• علمتني أن
• لقد علمني
• علمني ان

Körlüğümün bir özür olmadığını, görmenin dikkat dağıtıcı bir unsur olduğunu öğretti.
لقد علمني أن كف بصري لم يكن إعاقة، وأن النظر كان إلهاءًا

Lordum babam bana, amirine kılıç çekmenin, ölüm demek olduğunu öğretti.
والدي علمني أن الموت هو عقاب من يرفع سيفه على قائده الذى أقسم الولاء له.

Bahçıvanlık bana, bahçe ekmenin ve yetiştirmenin, hayatımızı şekillendirmekle aynı süreç olduğunu öğretti.
البستنة علمتني أن زرع الحديقة والاعتناء بها هي نفس العملية في تكوين حياتنا.

Annelik bana tüm duygularımızın gerekli olduğunu öğretti.
ولكن الأمومة علمتني أن جميع مشاعرنا مهمة.

Üvey babam gerçek hayatın tüm peri masallarından daha korkunç olduğunu öğretti.
زوج امي علمني ان الحياة الحقيقة اكثر رعباً من اي قصة خيالية

Babam bana, gaddarlığın dünyadaki tek geçerli ölçüt olduğunu öğretti şimdi Hristiyan dünyasının en zengin adamıyım.
أترى ، والدي علمني أن القسوة هي العملة الوحيدة في الكون و الآن أنا أغنى شخص في العالم المسيحي.

Psikoloji, insan aklının ayrılık kaygısını saçmalıklara ya da manasız eğlencelere yönlendirmeye yatkın olduğunu öğretti bana.
علم النفس علمني أن العقل البشري يعيد توجيه الخوف من الإنفصال بشكل رعوني

Kendime olan saygımın başkalarının ne düşündükleri ile ilgili olmadığını, onun yerine nasıl göründüğümle alakalı olduğunu öğretti.
- المتخصص في عناية بشرتي - لقد علمني أن إحترامي لذاتي لايعتمد على مايظنه الآخرون

Babam bana bu gecenin ölülere saygı duymakla alakalı olduğunu öğretti.
أترى, ابي علمني أن الليلة هي حول أحترام الموتى...

Ama babam bana sessiz... Kalmaya hakkım olduğunu öğretti.
أبي علمني أن لدي الحق في التزام الصمت

Bana sevginin çok kuvvetli olduğunu öğretti.
لقد علمني أن الحب قوي جداً

Skaikru bana insanların acımasızca olduğunu öğretti
Skaikru علمني أن الناس قاسية

- Annem bana insan ilişkileri edinmenin, yetenek kazanmak kadar önemli olduğunu öğretti.
والدتني علمتني أن تنمية العلاقات مهمٌ مثل تنمية المهارات.

Etrafımızda fark ettiğimizden çok daha fazlası olduğunu öğretti.
لقد علمتني أن هناك المزيد، ولن يُدركه أي منا.

Solak olmanın ahlâksızlık olduğunu öğretti. Uğursuz vâri.
علمتني أن اليد اليسرى خبيثة أو مشؤومة

Babam bana her şeyin bir bedeli olduğunu öğretti her şeyin satılık olabileceğini değil.
والدني علمني ان لكل شئ سعر ولكن ليس كل شئ من الممكن بيعه

Babam bana savaşta ölmenin şerefli bir şey olduğunu öğretti.
ابي علمني ان الموت في المعركة مجد