Bunun bir çekiciliği olduğunu anlıyorum... ama başkalarını da yanına alıp oraya böyle gidemez. | Open Subtitles | أتفهم أن للأمر جاذبيته لكن يجب ألا يتصرف من تلقاء نفسه بحيث يهوي الآخرون معه |
Bir bekleme listesi olduğunu anlıyorum ama bu çocuk zaten bir koruyucu ailedeymiş. | Open Subtitles | أفهم أن هناك لائحة إنتظار الفرق هنا أن هذا الطفل سبق و كان في بيتٍ كفيل |
Bak,senin nasıl birisi olduğunu anlıyorum ve buna tamamen saygı duyuyorum. | Open Subtitles | أُنظري, أنا أتفهم تمامآ طبيعة المكان الذي آتيتي منه و أنا أحترم ذلك تماماً |
Yarı insan, yarı böğürtlen olduğunu ve nane şekerin ile kütür kütür olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | أنا أفهم أنك نصف إنسان و نصف ثمرة توت و أنك مقرمش مع بعض النعناع |
Yükümlülüklerim olduğunu anlıyorum ama burada da yükümlülüklerim var. | Open Subtitles | أنا فقط،أنا أفهم أنه لدي إلتزامات لكن لدي إلتزامات هنا أيضاً. |
Bunun sizin için zor bir zaman olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | أفهم أنّ هذا وقتٌ قاسٍ عليكِ |
Biliyor musun günümüzün genç kadınlarından olduğunu anlıyorum kadınların özgürlük hareketi falan... | Open Subtitles | تَعْرفُ... أَفْهمُ بأنّك شابّة اليوم، الذي مَع lib النِساء وكُلّ ذلك. |
İşlerin kötü olduğunu anlıyorum ama bunu düzeltmek için ne yapıyoruz? | Open Subtitles | فهمت أن الأمور تسوء , ولكن ماذا نفعل لنصلحها؟ |
Çok üzücü olduğunu anlıyorum ama gerçekten yardımın gerek. | Open Subtitles | أتفهم أن هذآ الأمر مربك جداً ولكننآ بحاجة إلى مسآعدتكِ |
San Brendan'dan ayrılmasının bu problem ile... ilgili olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | أتفهم أن نقله مؤخراً من سانت بريندان قد يكون متعلقاً بهذه المشكلة |
Poliçenin sınırlı olduğunu anlıyorum ama en son konuştuğumuzda uzatma isteyebileceğim söylenmişti. | Open Subtitles | أتفهم أن السياسة لديها تخصيص هذه الأيام ولكن أخر مرة تحدثنا، قيل لي أنني قد أحصل على تمدد |
Bunun, kocandan ayrıldıktan sonra, ilk Noel'in olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | أفهم أن هذا أول كريسميس منذ أن رحل عنك زوجك ولا أعلم |
Bu kurtadam saldırısının senin sokağında olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | أنا أفهم أن هجوم المستذئب هذا حصل في مربعك السكني |
Evet, McPoyle'ların kan bağının çok güçlü olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | نعم أنا أفهم أن دم سلالة الماكبويل قوي جداً |
Bunun senin için yeni ve heyecanlı olduğunu anlıyorum, ve kayıt etmek istemeni anlıyorum. | Open Subtitles | اسمع أنا أعرف أن هذا الشئ جديد عليك و أنه مثير للحماسة أحياناً . لذا أنا أتفهم عملية التصوير تلك |
Geçen gece klüp açılışında dediklerimden dolayı neden sinirli olduğunu anlıyorum, ve kabul ediyorum... | Open Subtitles | أفهم أنك غاضبة بشأن ما قلته فيالليلةالماضيةفيالنادي، وأناسأعترف.. |
Bir pasta olduğunu anlıyorum ve pastanın tadına bakmaya can atıyorum... | Open Subtitles | أفهم أنه هناك كعكة وأنا أحب الكعكة ... وأوّدأن أحبتلك الكعكة |
Bunun sizin için zor bir zaman olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | أفهم أنّ هذا وقتٌ قاسٍ عليكِ |
Bu yapımcı için çalışmanın senin için büyük bir fırsat olduğunu anlıyorum, ama Columbia ne olacak? | Open Subtitles | فهمت أن العمل عند هذه المخرجة يعد فرصة عظيمة ولكن ماذا عن جامعة (كولومبيا)؟ |
Şimdi tamamen deli olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | الاّن تيقنت بأنك مجنونة تماما |
Şimdi o çocuğun dışında fiyakacı bir soytarı olduğunu anlıyorum! | Open Subtitles | والآن أدرك أن ذلك الطفل الحزين هو داخل أحمق متغطرس! |
Yaptığın şeyin senin için ne kadar zor olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | و اتفهم ان ما فعلتيه كان صعبا للغاية بالنسبة لك |
'Talihsizliğin asaleti' üzerine söylenenlerin doğru olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | الآن أدركت ما يقال عن فضل المحن |
Tabii, çok meşgul biri olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | أوه، لا، أنا أفهم أنت رجل مشغول جدا. |
Ama oturup, o romanı tekrar okuduğum an ki kendisi şu an onuncu yıl özel versiyonuyla edinilebilir Calvin Weirfields'ın ne kadar iyi bir yazar olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | عندما جلست وأعدت قراءة روايته والمتوفرة حالياً في صورة .. طبعة تذكارية عاشرة جميلة أدركت وقتها كم هو كاتب جيد (كالفين ويرفيلد) |
Herkesin işinin önemli olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | أتفهم أنّ وظيفة كلّ شخص مهمّة بالنسبة له |