"olduğunu anlamıştım" - Translation from Turkish to Arabic

    • عرفت أن
        
    • عرفت أنك
        
    • كنت أعلم أن
        
    • علمت أن هناك
        
    • لقد علمت أن
        
    • علمت بأن
        
    • عرفتُ بأنه
        
    Bu kahvehaneye ilk geldiğim akşam, ilsa'yla aranızda bir şey olduğunu anlamıştım. Open Subtitles أول مساء حضرت إلى المقهى، عرفت أن هناك شيئاً بينك وبين إلسا.
    O herifi ilk gördüğüm an bir sıkıntı olduğunu anlamıştım. Open Subtitles من أول مرة رأيته عرفت أن شيئا ما كان خطأ
    Doğruyu söylemek gerekirse seni gördüğüm an dünyadaki en iyi kız olduğunu anlamıştım. Open Subtitles ولإخبارك أن تلك الثانية التي رأيتك فيها, عرفت أنك أفضل بنت في العالم
    Seni gördüğüm andan itibaren çok iyi olduğunu anlamıştım. Open Subtitles من اللحظة الأولى التي رأيتك بها عرفت أنك راقص باليه
    Kötü bir şeyler olduğunu anlamıştım. Open Subtitles كنت أعلم أن هناك شيئا سيئا قد حدث
    Onu gördüğüm anda özel biri olduğunu anlamıştım. Open Subtitles من اللحظة التى رأيتها علمت أن هناك شئ خاص بها
    Buraya girdiğin zaman taşaklı adam olduğunu anlamıştım. Open Subtitles لقد علمت أن رفيقي رجل خطير منذ أن أدخل في هذا المكان
    Dondurma istemediğini söyleyince önemli bir şey olduğunu anlamıştım. Open Subtitles علمت بأن الأمر خطر عندما آبي تناول البوظة
    Senin olduğunu anlamıştım, zil sesini tanıdım. Open Subtitles عرفتُ بأنه أنت لقد ميزت نغمة الهاتف
    Bu kahvehaneye ilk geldiğim akşam, llsa'yla aranızda birşey olduğunu anlamıştım. Open Subtitles أول مساء حضرت إلى المقهى، عرفت أن هناك شيئاً بينك وبين إلسا.
    Böyle olduğunu anlamıştım bana yumruk attığında. Open Subtitles عرفت أن هذا سيحدث عندما جاء وضربني في الخارج من أجلها
    Onda bir tuhaflık olduğunu anlamıştım. Tanchi Hamamına bile gitmemiş. Open Subtitles لقد عرفت أن ثمة أمراً غريباً يتعلق به انه لم يذهب حتى الى حمام تانشي
    İşte o zaman bu adamın bağımlı olduğunu anlamıştım. Open Subtitles وكانت تلك هي اللحظة الفاصلة. عندئذٍ عرفت أن هذا الرجل تغلق بالبرنامج تماماً.
    Ralph'ın King's Abbott'a geldiğini ve White Hart'ta kaldığını duyduğumda bir terslik olduğunu anlamıştım. Open Subtitles "حالما سمعت أن "رالف" عاد إلى "كينجز آبوت و أنه يقيم في بيت "وايت هارت" عرفت أن شئ ما خاطئ
    O birayı içmemenden ibne olduğunu anlamıştım. Open Subtitles عرفت أنك لوطي لأنك لم تشرب تلك البيرة
    Buraya ilk defa geldiğinde, bir şeyler yaşamakta olduğunu anlamıştım. Open Subtitles أول ما جئت إلى هنا عرفت أنك تمر بشيء
    Benim kanımdan gelmediğini biliyorum ama o olay olduğunda kızım olduğunu anlamıştım. Open Subtitles أعرف أنك لست من لحمي ودمي... ولكن عندما حدث ذلك... عرفت أنك ابنتي.
    Perspektifin yanlış olduğunu anlamıştım. Open Subtitles كنت أعلم أن الزاوية على صحيحة.
    O adamda sıra dışı bir şeyler olduğunu anlamıştım. Open Subtitles - كنت أعلم أن هنالك شىء بخصوص هذا الشخص !
    Gerçek şu ki, bu adamı ilk gördüğümde sende farklı bir şeyler olduğunu anlamıştım. Open Subtitles الحقيقة، أن أول مرة رأيت هذا الرجل علمت أن هناك شيئا ليس صحيحا
    Bana söylediği anda o hamileliğin sorunlu olduğunu anlamıştım. Open Subtitles لقد علمت أن هناك مشكلة فى الحمل
    İlk performansından sonra doğuştan yetenekli olduğunu anlamıştım. Open Subtitles علمت بأن بعد عرضها الأول بأنها ستكون الحارسة
    Senin olduğunu anlamıştım, zil sesini tanıdım. Open Subtitles عرفتُ بأنه أنت لقد ميزت نغمة الهاتف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more