"olduğunu bilmiyorlardı" - Translation from Turkish to Arabic

    • يعرفوا أن ذلك
        
    • يعرفوا ان
        
    • يعرفون أنّ
        
    • هم لم يعرفوا
        
    • لم يعرفا
        
    • لم يعلموا
        
    Babamın doğum günü olduğunu bilmiyorlardı. Open Subtitles لم يعرفوا أن ذلك عيد ميلاده
    Ölüleri gömen köleler ve düşük dereceli adamlar Firavunun ölenler arasında olduğunu bilmiyorlardı. Open Subtitles العبيد و الرجال من الرُتب الأقل اللذين دفنوا الموتى لم يكونوا يعرفوا ان الفرعون من بينهم
    Fakat,şehrin yeni bir patronu olduğunu bilmiyorlardı! Open Subtitles لكنهم لم يكونوا يعرفون أنّ هناك رئيساً للمدينة الآن
    Ama hangi kaynak ve ilaç olduğunu bilmiyorlardı. Open Subtitles لكن الذي يحدّد مصدر، الذي يخدّر، هم لم يعرفوا.
    Sosyal Hizmetlerin nerede olduğunu bilmiyorlardı, ama yardım etmek, hatta bizi oraya götürmek bile istediler. Open Subtitles لم يعرفا مكان الضمان الاجتماعي لكنهما عرضا أن ينقلانا إليه
    Wyant Wheeler'daki ortaklar Andrew Beckett'ı kovduklarında onun AIDS'li olduğunu bilmiyorlardı. Open Subtitles الشركاء في ، ويانت ويلر لم يعلموا أن ، أندرو باكت كان به مرض الإيدز عندما طردوه
    Babamın doğum günü olduğunu bilmiyorlardı. Open Subtitles لم يعرفوا أن ذلك عيد ميلادة
    Babamın doğum günü olduğunu bilmiyorlardı. Open Subtitles لم يعرفوا أن ذلك عيد ميلاده
    Silahımız olduğunu bilmiyorlardı! Open Subtitles لكنهم لم يعرفوا ان لدينا اسلحه
    Ama artık şehrin yeni bir patronu olduğunu bilmiyorlardı. Open Subtitles لكنهم لم يكونوا يعرفون أنّ هناك رئيساً للمدينة الآن
    Ne olduğunu bilmiyorlardı bu yüzden güverteye çıktılar. Open Subtitles هم لم يعرفوا لماذا ذهبوا في الداخل.
    Ailem ben , vücutgeliştirmeye başladığım sıralarda bunun ne olduğunu bilmiyorlardı ta ki ben babama vücutgeliştirmeyi tanıtıp spor salonuna götürene dek. Open Subtitles والداي في البداية، عندما بدأت ببناء الأجسام... لم يعرفا حقاً ما كان هو... حتى أخذت والدي إلى كمال الأجسام...
    Bir deniz kabuğunun ne olduğunu bilmiyorlardı; proteinlerle kalıbı oluşur ve deniz suyundaki iyonlar üzerinde kristalize olarak kabuğu oluşturur. TED لم يعلموا ما هو المحار البحري، إنه قالب من بروتينات، وعليها أيونات من مياه البحر تتبلور في مكانها، حسناً، لتكون المحارة.
    - Belki telefonu olduğunu bilmiyorlardı. Open Subtitles ربما لم يعلموا أنه كان يحظى بالهاتف
    Paddy'nin muhbir olduğunu bilmiyorlardı. Open Subtitles لم يعلموا أنه المخبر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more