"olduğunu düşündük" - Translation from Turkish to Arabic

    • اعتقدنا أن
        
    • اعتقدنا ان
        
    • إعتقدنا أنها
        
    • ظننا أن
        
    • ظننا أنّ
        
    • فضلنا أن
        
    • لقد ظننا أنك
        
    • ظننّا
        
    • شعرنا أنها
        
    • نظن أن
        
    • نعتقد بأن
        
    • ظننا أنها
        
    • ظننا بأنه
        
    • كنا نظن
        
    • إعتقدنا أن
        
    Başından beri ölümlerin rastgele olduğunu düşündük. Herkesin herhangi bir tuzağa düşebileceğini. Open Subtitles كلنا اعتقدنا أن وقوعنا في المصائد هو أمر عشوائي
    Nihayetinde, bunun Polonyalı Yahudiler'in ya da Berkenau'da 6 ay kalmış Theresienstadt'lı Yahudiler'in yararına ve insanlara anlatılacak bir şey olduğunu düşündük. Open Subtitles اعتقدنا ان اخبار اليهود بمصيرهم سيفيدهم اليهود من بولندا أو اليهود من تشيكوسلوفاكيا
    Bunun kaybettiğimiz insanlığı geri kazanmanın tek yolu olduğunu düşündük. Open Subtitles إعتقدنا أنها الطريقة الوحيدة لإستعادة البشرية التي فقدناها
    Gereksiz bir karışıklık olabilir bu ama bunun zorunlu olduğunu düşündük... Open Subtitles قد يكون هذا تدخل بلا داعي، لكننا ظننا أن هذا ضروري..
    Saldırı ve darp suçunun inandırıcı olduğunu düşündük. Open Subtitles في ظننا أنّ الاعتراف بالذّنب بتهم الاعتداء والضرب سيكون منطقيًّا
    Ailem ve ben, aynı görüşte değildik, ...bu yüzden mesafeyi korumanın en iyisi olduğunu düşündük, ...ama babanızın gitmesiyle, ...bu şu an için en iyi umudumuz. Open Subtitles أنا ووالدي، لم نكن على وفاق، لطالما فضلنا أن تبقى المسافات بيننا بعيده لكن مع وفاة والدكما هذا هو أفضل أمل لنا الآن
    Küçük yeğenim olduğunu düşündük ki bugün on yaşına basmış gibi görünmüyorsun ama... Open Subtitles لقد ظننا أنك إبن أخي الصغير لا يبدو أنك أتممت عامك العاشر اليوم، لكن
    Beceremediğimizden değil, vakit kaybı olduğunu düşündük. Open Subtitles انه ليس ذلك انه لم نستطع فعلها لقد ظننّا فقط انه سيكون مضيعة للوقت
    Ama bunun fazla kapsamlı olduğunu düşündük. Open Subtitles ولكن نحن شعرنا أنها واسعة جداً
    Majungasaurus'un buradaki en yırtıcı hayvan olduğunu düşündük. Open Subtitles اعتقدنا أن الماجونغاصورات أعلى المفترسين هنا
    İlk başta, yaptıkları araştırmanın beraber olabilmemiz için en iyi yol olduğunu düşündük. Open Subtitles أولاً ، اعتقدنا أن البحث الذي كانوا يعملون عليه كان أفضل فرصة لنا في التواجد معاً
    Yatmaya gidiyorduk köpeğimiz tavan arasına doğru havlamaya başladı bizde yukarıda bir şey olduğunu düşündük. Open Subtitles كنا على وشك الذهاب للسرير وكلبنا لم يتوقف عن النباح في الملحق ونحن اعتقدنا ان هناك شيئ ما
    Bunun pis bir şaka olduğunu düşündük. Open Subtitles لقد إعتقدنا أنها مجرد مزحة سخيفة
    1920'lerde insanlar arasında büyük farklılıkların olduğunu düşündük. TED في عشرينيات القرن العشرين، ظننا أن هناك فروق كبيرة بين البشر.
    Hevan Lover kulübünün zengin ve akıllı olduğunu düşündük. Open Subtitles ظننا أنّ نادي "هيفن لوفرز" كان غنيا وروحيا
    Dinlenmeye ihtiyacın olduğunu düşündük. Open Subtitles فضلنا أن تنعمي ببعض الراحة
    Küçük yeğenim olduğunu düşündük ki bugün on yaşına basmış gibi görünmüyorsun ama... Open Subtitles لقد ظننا أنك إبن أخي الصغير لا يبدو أنك أتممت عامك العاشر اليوم، لكن
    - Beceremediğimizden değil, vakit kaybı olduğunu düşündük. Open Subtitles انه ليس اننا لم نستطع فعلها اننا فقط ظننّا انها كانت مضيعة للوقت
    Ama bunun fazla kapsamlı olduğunu düşündük. Open Subtitles ولكن نحن شعرنا أنها واسعة جداً
    Başından beri ölümlerin rastgele olduğunu düşündük. Open Subtitles طوال الوقت ونحن نظن أن القتل عشوائى وأنه يمكن
    Biliyorsun, biz Keri'nin Emily Bartson'ın ölümü ile ilgili... burda olduğunu düşündük. Open Subtitles كما تعلمون، كنا جميعا نعتقد بأن كيري كانت هنا تحقق في مقتل أملي بارتسون
    Ravi'nin gözüne çarptı, bize verdiğin adreslere göre belgeleri dizdik ve bunun görülmeye değer olduğunu düşündük. Open Subtitles بحثنا عن الوثيقة التي تتعلق بالعنوان الذي أعطيته لنا ثم ظننا أنها قد تكون مفيدة
    Yine kaçıp bir yerlerde sarhoş olduğunu düşündük. Open Subtitles و ظننا بأنه بالخارج هناك ثملاً أو ما شابه
    Orada bi yerde olduğunu düşündük, gittik ve onu bulduk. TED كنا نظن أنه قد يكون هناك، وذهبنا ووجدناه.
    Böbreklerindeki birikmelerin protein olduğunu düşündük ama onlar yağdı. Open Subtitles لقد إعتقدنا أن الرواسب في الكلى هي بروتينات و لكنها كانت دهون

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more