Sonuç olarak şunu söylemek istiyorum: Bu projelerin tamamen farelerle ilgili olduğunu düşünebilirsiniz fakat eninde sonunda insanlarla ilgili. | TED | وفي الختام ، أود أن أقول في الواقع، قد تعتقد أن هذه المشاريع حول الجرذان، ولكن في النهاية هي عن الناس. |
Bunların daha sofistike olduğunu düşünebilirsiniz, ama asıl karmaşık olan şey onların altındaki hiyerarşi. | TED | يمكن أن تعتقد أن أولئك أكثر تعقيدًا، ولكن فى الحقيقة الأكثر تعقيدًا هو التسلسل الهرمى أدناهم. |
Yani, polis bu anne ve baba bir çözülmemiş durumda olduğunu düşünebilirsiniz, ama biz daha iyi biliyoruz. | Open Subtitles | أعني ، أن الشرطة قد تعتقد أن موت أبي وأمي قضية غير محلولة ولكننا نعرف بشكل أفضل |
Bu raporun yavan ve sıkıcı olduğunu düşünebilirsiniz. | TED | الآن، ربما تعتقدون أن هذا التقرير بالأحرى مُجدِب ومُمِل. |
Muhtemelen bunun oldukça zor olduğunu düşünebilirsiniz; yeni hikayeler ve yeni konular bulmak, ancak yeni teknolojiler film tekniklerimizi de değiştiriyorlar. | TED | قد تعتقدون أنه من الصعب جداً ايجاد أخبار ومواضيع جديدة، ولكن التكنولوجيا الجديدة تغيّر الطريقة التي يمكننا من خلالها أن نصّور. |
Risk almaktan en çok korkan ve bu konuda en hassas olan insanların değişime de en az açık olan insanlar olduğunu düşünebilirsiniz. | TED | وقد تظن أن الناس الأكثر خوفاً من المخاطرات هم الناس الأقل انفتاحاً نحو التغيير، |
Bunun şansımızın yaver gittiğinden olduğunu düşünebilirsiniz, ama öyle değildi. | TED | وربما تظنون أن ذلك كان حظًا جيدًا، لكنه لم يكن كذلك. |
Bu bükümlü kayaların iki kıta birbirine çarptığında yukarıya doğru itilmiş kara parçaları olduğunu düşünebilirsiniz. | Open Subtitles | ربما تعتقد أن هذه الصخور الملتوية أجزاء من الأرض تحدبت لأعلى بينما إصدمت القارتان ببعضهن البعض |
Uzak olduğunu düşünebilirsiniz. | TED | قد تعتقد أن هذا يبدو بعيدًا جدًا. |
Eğer altısı aynı kişiyi seçerse asıl suçlunun o olma şansı yüksektir ve eğer onu da aynı tercihi yaparsa gerçeğin su götürmez olduğunu düşünebilirsiniz ama yanılırsınız. | TED | إذا قام ستة من الشهود بانتقاء الشخص نفسه، تكون احتمالية كونه المجرم الحقيقي عالية وإذا قام كل الشهود بانتقاء الشخص نفسه عندها تعتقد أن القضية محلولة ولا مجال للخطأ. رغم ذلك ستكون عندها مخطئ. |
Sinir ağlarını bunları tanımak için eğitmenin uzun ve karmaşık bir görev olduğunu düşünebilirsiniz ancak orada ne kadar verinin olduğunu ve modern bilgisayarların ne kadar çabuk işleyebildiğini fark edinceye kadar. | TED | قد تعتقد أن تدريب الشبكات العصبية للتعرف على هذه الأشياء سوف يكون مهمة طويلة ومعقدة حتى تدرك تمامًا كمية البيانات الموجودة هنالك، وكيف يمكن لأجهزة الحاسوب الحديثة معالجتها سريعًا. |
Bunun hikayenin sonu olduğunu düşünebilirsiniz. | TED | الآن، ربما تعتقد أن تلك نهاية القصة. |
Bunun büyük olduğunu düşünebilirsiniz. | TED | تعتقد أن هذا شيء كبير. |
Şimdi tüm bu sivil din şeyinin sadece benim gibi istekli ikinci kuşak Amerikalılar için olduğunu düşünebilirsiniz. | TED | ربما تعتقدون الآن أن كل عناصر الدين المدني هي من أجل الجيل الثاني من الأمريكيين المتحمسين مثلي. |
Mülteci olmanın geçici bir durum olduğunu düşünebilirsiniz. | TED | ربما تعتقدون بأن اللجوء هو حالة مؤقتة. |
Evet. Adam: 13 saatin devamlı konuşmak için çok uzun bir süre olduğunu düşünebilirsiniz, ama Derek bunu zahmetsizce yapabiliyor. | TED | رحلات طويلة. أدم: قد تعتقدون بأن 13 ساعة من الكلام هو أمر شاق، لكن بالنسبة لدِيرِيك ذلك ليس بمرهق. |
Son zamanlarda halimizi görünce, politikanın bağırıp çağırmak ve başkasını suçlamak olduğunu düşünebilirsiniz... | Open Subtitles | لذلك أريد أن أشرك الشباب في جمهورنا أنهم يصغون الينا مؤخراً أنتم قد تعتقدون أن كل شيء في السياسة هو حول |
Şimdi, 1.82 boyunda 120 kiloluk bir adam karşınıza geçip kızının atletik olduğunu söylediğinde kızının ona çekmiş olduğunu düşünebilirsiniz. | TED | الآن، عندما يقف رجل بطول ستة أقدام و يزن 265 باوندا أمامكم ويقول أن ابنتي رياضية، قد يجعلكم تعتقدون أن هذا بفضله. |
Çocuklar, bazen tek yapabileceğiniz şeyin öfkenizi içinize atmak ya da karşınızdakinin yüzüne söylemek olduğunu düşünebilirsiniz. | Open Subtitles | يا أولاد،قد تعتقدون أن إختيارتكم قد تذهب غضبكم أو ترموا الغضب في وجه شخص ما |
Bu seviyedeki bir şiddetin yenilemez olduğunu düşünebilirsiniz ama aslında sizin ve benim gibi insanlar için yenmesi gayet kolay. | TED | ربما تظن أن ذلك مستحيل، وأن ذلك العنف عند هذا المستوى لن يكون متحملًا، ولكن واقعيًا فإنه يمكن لأشخاص مثلك ومثلي تحمله. |
Yoga, macera turizmi, Pokémon GO gibi şeylerin bazılarının gereksiz olduğunu düşünebilirsiniz, ben de aynı fikirdeyim. | TED | قد تظن أن بعض هذه الأمور التافهة - اليوغا المدقع، سياحة المغامرات، لعبة بوكيمون GO -- وقد أتفق معكم في ذلك. |
Bunun yalnızca siyaset olduğunu düşünebilirsiniz ama değil. | TED | حسناً، ربما تظنون أن هذا يتعلق بالسياسة، لكنه ليس كذلك. |
Peki ne oldu? Sevgilimle olan flörtünü ve kumru gibi ötüşünü gördüğüm için onu boğmamamın garip olduğunu düşünebilirsiniz. | Open Subtitles | ربما تظنون أن من الغريب أنني لم أخنقها وهي تغازل رجلي وتضحك |