| Biliyor musun? Önceleri bunun bir oyun gibi olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | الطريقة التي عملت بها من قبل ظننت أنك عملتها قبلي |
| Her zaman, babamın evde çok fazla silahı olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | لطالما ظننت أن والدي لديه الكثير من الأسلحة في المنزل |
| Zor olanın bu olduğunu düşünmüştüm ama bu da diğerinden geri kalmadı. | Open Subtitles | اعتقدت أن العام الأول صعـب لكـن الثـانـي كـان فعـلا كمـا يقـال عنه |
| Ateşli olduğunu duymaktan hoşlanan tazdan bir kız olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت أنك من الفتيات الاتي يحببن أن يخبرن بأنهن مثيرات |
| Bunun önemli olduğunu düşünmüştüm. Sanırım bana bir özür borçlusun, Barbara. | Open Subtitles | ظننت أنه سيكون مهمًا أظن أنك تدينين لي باعتذار , باربرا |
| Önce abaza olduğunu düşünmüştüm. Ama sen anı zamanda bir aptalsın. | Open Subtitles | اعتقدت انك مجرد مغفل والآن تأكدت انك فعلا غبي |
| - Kimin olursa olsun yaşama saygın olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | أعتقدت أن لديك تعلق بالحياة مهما يكن صاحبها |
| Açıkçası, onun koca karı ilaçlarından olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | لأكون صريحة معكِ ظننت أنها من المعتقدات القديمة |
| Başta, bunun kaçtığın zaman olduğunu düşünmüştüm ama bu yaralanma çok daha eski. | Open Subtitles | في البداية ظننته حصل أثناء هروبكِ، لكن هذه الإصابة أقدم بكثير من ذلك. |
| Lanet serseri bir çocuk tacizcisi olduğunu düşünmüştüm ama yıldız olduğun ortaya çıktı. | Open Subtitles | ظننت أنك تبدو مثل نجم بانك لعين شبيه بالأطفال، لكن تبين أنك نجم |
| Elbette hayır. Senin deli ve tehlikeli olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | بالطبع لا , لقد ظننت أنك مجنون و ربما خطير |
| Bunun senin görevin olduğunu düşünmüştüm Abbe benim değil. | Open Subtitles | كنت ظننت أن تلك هي مهمتك أنت أيها الخوري,ّوليس مهمتي |
| Ben aramızda bir şeyler olduğunu düşünmüştüm, ama senden yana birşey olmadığını görebiliyorum. | Open Subtitles | لقد ظننت أن لدينا شيئا مشتركا لكن من الواضح لست كذلك. |
| Fiziğin herkes için geçerli olduğunu düşünmüştüm. | TED | اعتقدت أن الفيزياء من المفترض أن تكون واحدةً بالنسبة للجميع. |
| Ben bunun konferanstan kaçmak için bir numara olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت أن هذه كانت خدعة للتهرب من المؤتمر. |
| Biliyor musun, önceleri aptal bir idealist olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | تعرف منذ البداية اعتقدت أنك مثالي شخص مضجر |
| Bana fırtına kovaladığını söylediğinde... içten içe bunun bir metafor olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | عندما أخبرتنى أنك تطارد الاعاصير ظننت أنه قول مجازى |
| Seninle ilk tanıştığımızda, senin numaracı olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | هل تعلم.. عندما قابلتك لاول مره اعتقدت انك متصنع نوعا ما |
| Sen sevdiğin için tekneyle gezintinin güzel bir fikir olduğunu düşünmüştüm fakat Tanrım! | Open Subtitles | أتعرف أعتقدت أن الركوب في البحر فكرة جيدة لأنك تحبه و لكن ... |
| Onun sıradan Williamsburglü bir kız olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | حسناً، فقط ظننت أنها فتاة عادية من شارع ويليامسبورغ. |
| Tamam, ilk başta boktan bir şey olduğunu düşünmüştüm ama değilmiş. | Open Subtitles | أقصد.. نعم في البداية ظننته مجرد هراء لكنه ليس كذلك |
| En iyisi olduğunu düşünmüştüm! Aptal gibi, en iyisi olduğunu düşündüm ama sonrasında çok geç olmuştu! | Open Subtitles | مثل المغفلة , اعتقدت انه للافضل , وبعد ذلك فات الاوان |
| Ben hep barbut olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | حقا؟ ظننت ان لعبة كرابس فيها أفضل احتمالات |
| Senin gördüm en güzel kılıf olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت ظننت انك اوسم الاهداف الذين عملت عليهم بحياتى |
| Çünkü bir anlaşmamız olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | لأنّني ظننتُ أنّ بيننا اتفاق تجارة، والآن |
| Tanrı'ya inancın sana sağduyu verdiğini ve evrenin bir tür şefkatli planı olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت أنّ إيمانك بالرب أعطاك مفهوم أن الكون يملك نوعاً من خطط المحبة. |
| Dinle, üzgünüm, bunun en iyi yol olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | أنا آسف ظننت بأن الطريقة المثلى هي إدخالك معنا مباشرةً |