- Sen öyle olduğunu düşünmüyorsun. - Bence onu biri öldürdü. | Open Subtitles | ـ هلا تعتقد أنه فعلها ـ أعتقد أن شخصا ما قتله |
Hala orada olduğunu düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تعتقد أنه مازال هُناك , أليس كذلك ؟ |
Mulder, bunun UFO teknolojisiyle ilgili olduğunu düşünmüyorsun değil mi ? | Open Subtitles | أنت لا تعتقد أن هذه عن تقنية الأجسام الغريبة ؟ |
Bunun çok fazla olduğunu düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تعتقد أن هذا شيء كثير لنفعله أليس كذلك ؟ |
öyle olduğunu düşünmüyorsun ama... öylesin. | Open Subtitles | لا تعتقد بأنك كذلك ولكنك كذلك |
Artie, eğer hain Claudia değilse ve belli ki onun olduğunu düşünmüyorsun... | Open Subtitles | ارتي ان لم تكن كلوديا هي الجاسوس ومن الواضح انك لا تظن أنها كذالك |
Bunun o 1000 dolarlık şişelerden biri olduğunu düşünmüyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنتِ لا تعتقدين بأن ثمن هذه 1000 دولار، أليس كذلك؟ |
Bunun sadece manyetik bir fırtına olduğunu düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لا تظنين أنها كانت عاصفة كهربائية فحسب , صحيح ؟ |
- Başının bir tür belada olduğunu düşünmüyorsun? | Open Subtitles | أنت لا تعتقد أنها تمر بمشكلة؟ |
Harika. Kara büyüyle falan ilgili olduğunu düşünmüyorsun ya? | Open Subtitles | عظيم.ألا تعتقد أنه كان شئ يخص سحر الفودو أتعتقد؟ |
Onun haklı olduğunu düşünmüyorsun öyle değil mi, Şapşal olduğunu yani? | Open Subtitles | أنت لا تعتقد أنه على حق أنك أبله، أليس كذلك؟ |
Gerçekten kazanma şansın olduğunu düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تعتقد أنه لديك الفرصة لتفوز الأن أليس كذلك؟ |
Bu küçük şeyin gerçekten çekici olduğunu düşünmüyorsun değilmi? | Open Subtitles | هل تعتقد أنه علينا الإستمرار فى أغراض المبتدئين هذه كثيرا؟ |
Belli ki sen intihar olduğunu düşünmüyorsun. | Open Subtitles | لكنك من الواضح أنك لا تعتقد أنه انتحار, ماذا إذا؟ |
Onunla bir alakamız olduğunu düşünmüyorsun herhalde? | Open Subtitles | كيف لنا... بالتأكيد أنت لا تعتقد أن لنا أي علاقة بذلك |
Chucky'nin cidden canlı olduğunu düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | ،أنت لا تعتقد أن (تشاكي) هذا حي هل أنت كذلك ؟ |
Bunun tesadüf olduğunu düşünmüyorsun? | Open Subtitles | أنت لا تعتقد أن هذه صدفة؟ |
- Bunun Oliver Hughes dosyasıyla bir ilgisi olduğunu düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تظن أنها مرتبطة مع قضية اوليفر هيوز أليس كذلك؟ |
Bunun çok zekice olduğunu düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لا تظن أنها ذكية بشكل أكثر من اللازم، اليس كذلك؟ |
Bunun bir kehanet olduğunu düşünmüyorsun değil mi? | Open Subtitles | مازلتِ لا تعتقدين بأن هذه نبؤة ما ، الست كذلك؟ |
Bununla bir alakam olduğunu düşünmüyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تعتقدين بأن لدي شيءً يمكنني القيام به حيال ذلك ، أليس كذلك ؟ |
Bunun iyi bir plan olduğunu düşünmüyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنتِ لا تظنين أنها خطة جيدة , أليس كذلك؟ |
- Ama çok istekli olduğunu düşünmüyorsun. | Open Subtitles | لكنك لا تظنين أنها متحمسة؟ |
Bruno, oranın hâlâ çiftlik olduğunu düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | (برونو)، أنت لا تعتقد أنها مزرعه حتى الآن، صحيح؟ |