İlk zehir testi, kanında 0.01 oranında alkol olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | تحليل السموم المبدأي أكد أنه كان لديها معدل 0,01 من مسوى الكحول في دمها |
Nathan sise neden olanın Joe Sena olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | نايثان أكد ان جوي سينا هو من تسبب بالضباب |
Araştırmalarımız Issa Karpov'un, Çeçen cihatçıların bir Salafi militan grubuna mensup olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | تحقيقاتنا أكدت أن عيسى كاربوف عضو في مجموعة سلفية متشددة من الجهاديين الشيشان |
Adli Tıp olay yerinde 3 litreden fazla kan olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | الطب الشرعي يؤكد أن كمية الدماء الموجوده في موقع الجريمه هي أكثر من 3 لترات |
Leon gelinliğinin ve nedimelerin kıyafetlerinin 700 dolara mal olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | ..... وقد أكد ليون أن الأزياء له و للأشابنة تلكفت 700 دولارا... |
Gardiyan, oradaki herşeyin yolunda olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | الحارس هناك يؤكد لنا استقرار الأمور |
Savcılık, Başkan Weldon'ın soruşturmanın merkezinde olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | مكتب المُدّعي العام يؤكّد أنّ العُمدة (ويلدون) هو موضوع التحقيق. |
Teyptekinin onun sesi olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | لقد أكدت أن إنه كان صوته |
Adli tıp, cesedin Emma'nın annesi Sharon Cooper olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | الطب الجنائي أكّد أن الجثة تعود لأمْ (إيما)، (شارون كوبر). |
Kullandığı araç servisi, verdiği adresin doktorun ofis adresi olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | خدمة السيّارات أكّدت أنّ (سام) أعطى مكتب الطبيب كوجهته |
Polis az önce ölüm sebebinin boyun kırılması olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | الشرطة الآن أكّدوا أنّ هناك حالة وفاة برقبة مهشّمة |
Üniversite kaynakları, Dr. Matheson'un beklenmeyen hastalığı ve ani ölümünün nedeni olabilecek ender ve uzun süredir var olan bir damarsal durumdan mustarip olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | مصادر الجامعة أكدت بأن الدكتورة( ماتيسون)كانت... تعانى من حالة نادرة وغير معروفة من أمراض الأوعية . والتى قد تكون السبب مرضها الغير مُتوقع وموتها المُفاجىء. |
Kurumsal ofis, üç şehirde çalışmış olan tek çalışanın o olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | مكتب الشركة اكد للتو انه كان الموظف الوحيد الذى عمل فى المدن الثلاثة |
İlk kurbanlara yapılan otopsi zehrin doğal bir bileşik olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | تشريح جثث الضحايا اكدت ان السم مركب طبيعى |
Görüntüler yetmezmiş gibi, adam da cinayetlerin yaşandığı gece saat 8.30 ve 10.30 arasında Tanya hanımla birlikte olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | في حالة أن الفيديو لم يكن كافيا، قام بتأكيد أنه كان معها، بين الـ 8: |
- DNA sonucu botta olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | الحمض النووي أكد أنه كان في القارب نحن نتعاون مع |
Hodges kaskta bulduğumuz tozun hava yastığı menşeli olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | (هودجز) أكد ان الغبار الذى وجد بمسرح الجريمة كان مسحوق من الكيس الهوائي. |
Abby, Kersey'in bodrumunda bulduğunuz kağıdın bir bina planı olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | آبى أكدت أن الورق الذى وجدناه فى قبو كيرسى كان جزء من مخطط بناء |
Ve McGee'nin bilgisayar takibi Bodnar'ın Berlin'de olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | وتعقب ماكجى للحاسوب يؤكد أن بودنار فى برلين |
Leon gelinliğinin ve nedimelerin kıyafetlerinin 700 dolara mal olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | ..... وقد أكد ليون أن الأزياء له و للأشابنة تلكفت 700 دولارا... |