Evet, onu hiç görmedim ama aramızda garip bir cinsel ilişki olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | -نعم, أنا لم أره أبداً لكنني أشعر بأن لدينا هذه العلاقة الحميمية بغرابة |
Ama bunu yapmaya devam edemem. Tek yaptığımın senin gelmeni beklemek olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الإستمرار بفعل هذا أشعر بأن كل ما أفعله |
Bunu yaptım çünkü buradan kurtulmak için en iyi umudumuz olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | فعلت هذا لأنني أشعر أنه يمكنك أن تكون أملنا الوحيد للنجاة هنا. |
Nedense benimle bir odadayken dışarıda olduğundan daha rahat olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | بطريقةً ما أشعر أنك ستشعري أكثر وكأنك بمنزلك وأنتي معي في حجرة |
Şu an, umutsuzca beklediğin bu güzel ulaşılamaz aşkın gerçek olmadığı gibi düşündüğünden daha yakın olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | والآن، أشعر أنّ هذا الحبّ الجميل بعيد المنال التي تحتاجينه بقوّة، ليس فقط حقيقي جدًا لكن أقرب إليكِ مما تظنين |
Uyuşukluk ve hastalık ilerlemesi korkusu yaşamıyorum, çünkü kontrolün bende olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | عقلياً، لم أعد اشعر بالبَلادة الذهنية، و الخوف من تفاقم المرض. لأنني أشعر بأني أمسك بزمام الأمور |
Ama bu isimle ilgili tuhaf bir ilgim olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | لكنّ انا اشعر ان هناك علاقة غريبة إلى هذا الاسم. |
Hayatlarımızın sandığımızdan daha az tesadüfi olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بأن حياتنا ليست عشوائية بقدر ما نعتقد |
Kyle'la ilgili ters bir şey olduğunu hissediyorum hala ama bana açılmıyor. | Open Subtitles | ؟ .. مع كــايل أشعر بأن هنالك شئ يجري غير طبيعي |
Çok güzel fikirlerin olduğunu hissediyorum ama etrafındaki hiç kimse umursamıyor gibi. | Open Subtitles | أشعر بأن لديك أفكاراً جيدة كثيرة ولكن يبدو أن أحداً لا يريد سماعها هنا |
Cordelia, benim resmen Angel'ın işinde olduğum düşünülürse girişim ve yürütmeyi göstermenin önemli olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | كما نحن موظفيه, أشعر أنه من المهم عرض المبادرة و القيادة |
Aramızdaki ilişkiyi iş ilişkisi olarak tutmanın önemli olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر أنه أمراً مهماً لذلك نحن سنحتفظ ببعض التزمت لترتيب العمل |
Saygısızlık etmek istemem Bay Severide, ama bana söylemek istediğiniz bir şeyin olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | مع أحترامي أشعر أنه هناك شيء تريد أن تخبرني به |
Güzel bir şey söylüyor gibisin ama ben kızgın olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | وكأنك تقولين أشياء لطيفة لكن أشعر أنك غاضبة |
Size içecek bir şey ikram etmek isterdim ama bunun resmi bir görüşme olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | لكنتُ سأعرض عليكما إحتساء مشروبٍ، لكنّي أشعر أنّ هذه زيارة رسميّة. |
Geçen hafta olanlar profesyonel düzeyde kabul edilebilir değildi ve ben de onları anakaraya göndermenin gerekli olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | وكانت غير مقبولة على المستوى المهني وأنا أيضاً، أشعر بأني ملزمة على نقلهم إلى البر الرئيسى |
Neden bir dominonun normal bir dominodan pahalı olduğunu hissediyorum? | Open Subtitles | لماذا اشعر ان الدومينو غاليه كثيرا اغلى من مجرد لعبة |
Bu hayatta bir amacım olduğunu hissediyorum, o amacın ne olduğunu bilmiyorum, ama yönetim danışmanlığı olmadığından oldukça eminim." | TED | و أشعر أن لدي هدف فى الحياة ولكننى لا أعلم ما هو ولكننى متأكدة أنه ليس عملى كمستشارة إدراية |
Bir yapay zekâ araştırma sürecine sanatı getirmenin tam da bunu yapmanın iyi bir yolu olduğunu hissediyorum. | TED | ولدي شعور بأن إحضار الفن لعملية بحث الذكاء الاصطناعي هي طريقة لفعل ذلك بالضبط. |
Hep ilgi odağı olmaya alışık olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | حضرني شعور بأنكِ إعتدتِ أن تكوني مركز الإهتمام |
Ama her şeyin bitmek üzere olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | لكن يراودني شعورٌ أنّ هذا على وشك الانتهاء |
Sanırım hızlı bir salata kursuna ihtiyacınız olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | . . لأني اشعر انك بحاجه لدرس في السلطه . . |
Şehirde bir yerlerde hala hayatta olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر أنها لا تزال على قيد الحياة في مكان ما في المدينة |
Çoğu zaman senin sanki sadece telefondan katılıyor gibi olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | ـ معظم الوقت، أشعر بأنك تقومين بالاتصال فقط |
Ama bu dünya için gerçek ilacın o olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | لكنى أشعر بأنه العلاج الحقيقى, لهذا العالم |
"Hayatımda ilk defa,..." "...kaderimde farklı bir şeyler olduğunu hissediyorum." | Open Subtitles | "للمرّة الأولى أشعر بأنّ المستقبل قد يحمل لي شيئاً مختلفاً" |