Her zaman yapman gereken, senin haksız ve onların haklı olduğunu kabul etmek. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله، أن تعترف بأنك مخطئ وأنها هي دائماً على صواب |
Çünkü bunun, en başından beri senin suçun yüzünden olduğunu kabul etmek istemiyorsun. | Open Subtitles | لأنك لا تود أن تعترف ان هذا الشيء كله هو خطأك بالمقام الأول |
Ama seksi bir kız olduğunu kabul etmek zorundasın. | Open Subtitles | وعلى أية حال يجب أن تعترف بأنها فتاة مُثيرة |
Bana ümit vermesinin sebebi, ilk yapmamız gerekenin, bir problemimiz olduğunu kabul etmek. | TED | والسبب الذي يعطيني الأمل هو أن أول شيء هو الاعتراف بأن لدينا مشكلة. |
Kanaatim şu ki, sağlık hizmeti sistemi için isteklerimizi açıkça dile getirmek, hatta herhangi bir arzumuz olduğunu kabul etmek bile çok zor. | TED | اعتقادي هو أنه من المؤلم للغاية ان نقوم بالتعبير عن تطلعاتنا لنظام الرعاية الصحية لدينا، أو حتى الاعتراف بأن لدينا واحد على الإطلاق. |
Yani, yapma, sen bile çok hızlı olduğunu kabul etmek zorundasın. | Open Subtitles | أقصد , بحقك , حتى أنت عليك أن تعترف أن الأمر حدث بسرعة |
Tamam, birinci adım sorunun olduğunu kabul etmek. | Open Subtitles | حسناً، الخطوة الأولى أن تعترف بمشكلتك |
Depresyonda olduğunu kabul etmek zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تعترف أنك مكتئب |
Kendi çocuğunun... bir sorunu olduğunu kabul etmek hiç kolay değil biliyor musun? | Open Subtitles | -نعم، نعم هذاليسسهلا،تعلم... أن تعترف بأن طفلك يعاني من مشاكل |
Bununla birlikte, bunun da yetersiz kategorisinde olduğunu kabul etmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | ومع ذلك، انا مجبر على الاعتراف بأن هذا ايضا يقع تحت فئة غير الحاسم |
Kimse babasının bir kaçık olduğunu kabul etmek istemez. | Open Subtitles | فلا يودّ أحد الاعتراف بأن والده غريب الأطوار |
Ryuzaki, üzgünüm; ama bana göre, bunu yapmanın tek nedeni "Light, Kira'dır" teorisinin yanlış olduğunu kabul etmek istememen. | Open Subtitles | ريوزاكي أنا آسف لكن ما أراه هنا أنك ترفض الاعتراف بأن قرارك أن لايت-كون هو كيرا خطأ |