Önemli değil çünkü bakın -- Bunun mümkün olduğunu kanıtlamak için hesap yaptım. | TED | هذا حسن، شاهدوا لدي الرياضيات لأثبت أن هذا ممكن. |
Alfa'nın en hafif araç olduğunu kanıtlamak için 3 arabayı da kantara sokacağım. | Open Subtitles | أنا سأقوم بوزن السيارات الثلاثة لأثبت أن سيارة "ألفا" هي الأخف وزنا |
Ancak ben Amerika'dan buraya, size bunun yanlış olduğunu kanıtlamak için geldim. | Open Subtitles | ولكنني قد جئت من "أمريكا", لأثبت أن هذا خطأً. |
O senin kadar iyi olduğunu kanıtlamak için. | Open Subtitles | ليثبت أنه أفضل منك ماري أليس لقد رأيت ذلك سابقا |
Masum olduğunu kanıtlamak için bir kaç ay hapiste kalıcak. | Open Subtitles | بضعة شهور في السجن لتثبت أنك برئ |
Sen de aklının başında olduğunu kanıtlamak için gürültülü adımlarla, ormanda yalnız ilerliyorsun. | Open Subtitles | صحيح. إذاً، لتثبتي عقلانيتك، تتسكعين في الغابة بمفردك. |
Keen'in, Ressler'ın ve FBI'daki diğerlerinin Reddington'un büyümesine ve suç imparatorluğundan kâr sağlamasına yardımcı olduğunu kanıtlamak için bu belgeye ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | (احتجت إلى ذلك المُستند لأثبت أن (كين) ، (ريسلر (ولا أعلم من غيرهم في المكتب الفيدرالي ساعد (ريدينجتون ليترعرع ويتربح من إمبراطورية إجرامية |
- Onun haklı olduğunu kanıtlamak için. | Open Subtitles | - ليثبت أنه كان على حق. |
Haklı olduğunu kanıtlamak için bir sürü zahmete mi girdin? | Open Subtitles | لقد خضت كامل العناء فقط لتثبتي انك محقة؟ |
Ama bağımsız bir kadın olduğunu kanıtlamak için dereceni düşürüyorsun. | Open Subtitles | لكنك تغرقين نفسك لتثبتي انك امرأة مستقلة |
- On. - Sırf haklı olduğunu kanıtlamak için kalanımızı da yok etmeye değer mi? | Open Subtitles | -أيستحق الأمر أن تخاطري ببقيتنا لتثبتي أنّك على حق؟ |