"olduğunu okudum" - Translation from Turkish to Arabic

    • قرأت بأن
        
    • قرأت في
        
    • قرأت أن
        
    Evet, senin gibi özel insanların çok miktarda demire ihtiyacı olduğunu okudum. Open Subtitles أجل، قرأت بأن الأشخاص المميزين مثلكِ يحتاجون للكثير من الحديد
    Bir yerde boksun süper bir antrenman olduğunu okudum. Open Subtitles قرأت بأن الملاكمة شاملة ًرياضة عظيمة
    Biliyor musunuz, bir yerlerde güneşin her yıl daha sıcak olduğunu okudum. Open Subtitles أتعلمون أنني قرأت في مكانٍ ما أن الشمس تزداد حرارة كل عام
    Ama, geçen gün... oranın sadece vaftiz edilmemiş çocuklar için olduğunu okudum. Open Subtitles لكن قرأت في يوم آخر أن سجن الجحيم هو فقط للأطفال الذين لم يطهروا روحيا
    "Ben, bir yerde eksi 40 derecede ciltte bir dakika içinde soğuk ısırığı olduğunu... ...okudum. Peki sen doğanın çağrısına nasıl cevap verdin?" TED بن، لقد قرأت في مكان ما بانه في درجة حرارة ناقص 40، يصبح الجلد المعرض كالصقيع في أقل من دقيقة، إذا كيف ستلبي نداء الطبيعة؟
    New York'un 1950 yılında, 10 milyonu aşkın nüfusu ile ilk mega şehir olduğunu okudum. TED قرأت أن مدينة نيويورك كانت أول مدينة كبيرة، مدينة مكونة من ١٠ مليون نسمة أو أكثر، في عام ١٩٥٠م.
    Bunların normal olduğunu okudum, tamam mı? Open Subtitles لكني قرأت أن ذلك أمر طبيعي حسناً؟
    O yazıda evli olduğunu ve bir çocuğun olduğunu okudum. Open Subtitles ! لقد قرأت في مقالةٍ أنك متزوج ولديك طفل، هذا رائع
    Rolling Stone'da, Afrikalı Çocuk'un, kıtlık ve savaştan sonra Afrika'daki yaşama en büyük zararı veren üçüncü şey olduğunu okudum. Open Subtitles ''قرأت في مجلة ''رولنج ستون أن ''غلام إفريقيّ'' أتى في المرتبة الثالثة بعد قضايا المجاعة والحرب كشيئ أكثر ضرراً بالحياة الإفريقيّة.
    Aslında İsviçre'de bir kayak merkezinde doğrusu keyfini süremeyecek kadar beş parasızdım, çünkü kar erimişti ve orada - filme gidecek param yoktu, ancak bulduğum- gazetede bir sunum olduğunu okudum daha önce Zürih'in merkezinde görmüş olduğum bir yerde biri tarafından veriliyordu ve uçan daireler hakkında konuşacaktı. TED كنت في الواقع في منتجع للتزلج في سويسرا، دون أي مال يسمح لي بالاستمتاع، لأن الثلج كان قد ذاب وكان هناك -- لم يكن معي مال لأذهب إلى السينما، ولكني وجدت على -- قرأت في الصحف أنه ستكون هناك محاضرة يلقيها شخص ما في مكان كنت قد رأيته في وسط زيوريخ وكان سيتكلم عن الأطباق الطائرة.
    Dünya rekorunun 27.075 olduğunu okudum. Open Subtitles قرأت أن الرقم القياسي العالمي هو 27075.
    Aslında, hipocampus, beyinin ilişkileri düzenleyen kısmının Navigasyon cihazı gibi aletler kullanan insanlarda fiziksel olarak küçüldüğüne ve köreldiğine dair kanıt olduğunu okudum, çünkü artık beynimizin yön verme duygusunu çalıştırmıyoruz TED وقد قرأت أن هناك الآن أدلة في الواقع أن في الحصين، وهو الجزء من الدماغ الذي يعالج العلاقات، فعلياً ينكمش ويضمر في الأشخاص الذين يستخدمون أدوات مثل نظام تحديد المواقع، نظراً لأننا ما عدنا نمارس إحساسنا بالاتجاهات.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more