"olduğunu onayladı" - Translation from Turkish to Arabic

    • أكد
        
    • أكدت
        
    • أكّدت
        
    Biraz önce, Bayan Hubbard bu kan lekeli hançeri buldu doktor da bunun cinayet silahı olduğunu onayladı. Open Subtitles و بعد ذلك مسز هوبارد وجدت الخنجر الملطخ بالدم و الذى فحصه الدكتور كونستانتين و أكد أنه يمكن أن يكون سلاح الجريمه
    Başkan Roosevelt az önce Japonlar tarafından Pearl Harbor'a sürpriz ve yıkıcı bir saldırı olduğunu onayladı. Open Subtitles أكد الرئيس للتو هجوم مفاجئ مدمر من اليابانيون على مدينة بيرل هاربور
    Evet. besteci Robert Schumann'ın soyundan biri 1830'larda metronomun Schumann'da olduğunu onayladı. Open Subtitles نعم ، واحدة من أحفاد روبرت شومان الملحن ، أكد أنها لشومان الأصلي المسرع في عام 1830م
    Detroit Polisi, iki fahişenin parkta müşteriyle olduğunu onayladı. Open Subtitles حسنا,شرطة ديترويت أكدت الأمر مومستان مع زبائنهما في المرآب في حديقة كايس
    ABD Adalet Bakanlığı şu anda soruşturmanın ilk evrede olduğunu onayladı. Open Subtitles الهواتف وبيانات الإنترنت. وزارة العدل الأمريكية أكدت أنها في المراحل الأولى من التحقيق الجنائي.
    Aşçı da o sırada yanında olduğunu onayladı zaten. Open Subtitles ولقد أكّدت الطاهية حُجّة غيابك.
    Karısı, başka bir yerde olduğunu onayladı diye mi? Yapmayın, lütfen. Open Subtitles لأن زوجته قد أكّدت عُذره ؟
    En azından fidyenin 2 milyon dolar olduğunu onayladı. Open Subtitles على الأقل أكد أن الـ2 مليون دولار كانت الفدية
    Morgan kızların buluşacağı çocuğun adının Bobby olduğunu onayladı. Open Subtitles مورغان أكد ان الفتى الذي ذهبت ميغ و مركيلا للقائه اسمه بوبي
    Kan testi, vücudunda NZT olduğunu onayladı ama tam bir kontrol yaptım ve bir şey daha çıktı. Open Subtitles تحليل دمها أكد على وجود العقار بداخلها، ولكني أجريت تحليلاً كاملاً وظهر شيء آخر، أيضًا.
    Bir polis sözcüsü, bunun denizaşırı bir çocuk kaçırma örgütünün çöküşü olduğunu onayladı. Open Subtitles متحدث بإسم الشرطة أكد أنه تم كشف منظمة دولية لخطف الأطفال
    Yaptığımız bir telefon görüşmesi de Serena'nın sürekli listenin zirvesinde olduğunu onayladı. Open Subtitles اتصال واحد أكد الشيء الواضح أن (سيرينا) كانت دائما على رأس القائمة
    Pentagon, Rusya'dan çoklu fırlatma olduğunu onayladı keza Birleşik Krallık, İsrail ve Çin'den de. Open Subtitles "البنتاجون" أكد وجود إطلاقات عدّة بـ"روسيا" والمملكة المتحدة و"إسرائيل" و"الصين"
    FBI kaçırılan kızlardan birinin yerel BAU ajanlarından biriyle akraba olduğunu onayladı. Open Subtitles لقد أكدت الأف بي اي ان أحدى الفتيات المخطوفات هي احدى أقرباء عميلة لوحدة تحليل السلوك
    Çoktan yolladım ve Henry'yle restoranda tartışan adamın bu olduğunu onayladı. Open Subtitles سبق وفعلت، لقد أكدت هويته كالشخص الذي حظي (هنري) بشجار معه
    O, büronun gizli muhbirinin Raymond Reddington olduğunu onayladı. Open Subtitles أكدت أن المُخبر السري الموثوق به لدى المكتب الفيدرالي كان " ريموند ريدينجتون
    Abby, her iki kurbandaki spermlerin aynı adama ait olduğunu onayladı, seri tecavüzcü ve katille karşı karşıyayız. Open Subtitles أكدت (أبي) أن المني الموجود بكلا من الضحيتين أتى من نفس الرجل, إذاً نحن نلاحق قاتل و مغتصب متسلسل
    Balistik, Hodgins'in arabada bulduğu kurşunun, kurbanın kafasındaki yaraya neden olduğunu onayladı... ..bu yüzden bir şekilde çıkışı olmalıydı. Open Subtitles أكّدت حركة المقذوفات أنّ الرصاصة التي وجدها الد. (هودجينز) في السيارة سببت الجرح في جمجمة الضحية... -لذا لابد أنّها خرجت من مكان ما .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more