Onca zaman iş başında olduğunu söylüyordu. Ben de inanıyordum. | Open Subtitles | لقد صدقته عندما قال أنه كان في العمل طوال الوقت |
ve sağ eline hala sahip olduğu için şanslı olduğunu söylüyordu. Ardından kendini masadan iterek uzaklaştırdı. | TED | قال أنه كان محظوظاً، لانه إحتفظ بذراعه السليمة، ثم دفع نفسه الى الخلف بعيداً عن الطاولة. |
- Masum olduğunu söylüyordu. - Sen ona inandın mı? | Open Subtitles | قال أنه كان برئ هل صدقته؟ |
Belki de dünyanın iyi olduğunu söylüyordu. | Open Subtitles | وربما كان يقول بأن العالم بخير، |
Mike ahırın çok güzel olduğunu söylüyordu. | Open Subtitles | أتعلمين؟ (مايك) كان يقول بأن الحظيرة كانت مكاناً رائعاً |
O, salgında acı çeken bir ülkeye yardım edecek bir doktor olduğunu söylüyordu. | Open Subtitles | كان يقول أنه كالطبيب وأنه سيعالج بلد تعانى وباء ما |
Daha dün akşam adam şu anda mevcut en iyi dijital projektör olduğunu söylüyordu. | Open Subtitles | الرجل كان يقول أنه أفضل مسلاط رقمي متوفر حالياً |
Richie birisinin onu takip ettiği konusunda paranoya yapıyordu bütün gün ortadan kayboluyordu, başının belada olduğunu söylüyordu ardından buraya müvekkilini ayartmaya mı geldi yani? | Open Subtitles | إذاً، كان (ريتشي) مذعوراً، كان يتم ملاحقته، اختفى طوال النهار، قال أنه كان واقعاً في ورطة، ثم قدم إلى هنا ليصطاد زبوناً؟ |
Adamı ilk kez görüyordum ama babam olduğunu söylüyordu. | Open Subtitles | لم أر هذا الرجل قبلها أبداً ومع ذلك كان يقول أنه أبي |
Adamı ilk kez görüyordum ama babam olduğunu söylüyordu. | Open Subtitles | لم أر هذا الرجل قبلها أبداً ومع ذلك كان يقول أنه أبي |