"olduğunu söylediğinde" - Translation from Turkish to Arabic

    • عندما قال
        
    • عندما قلت أنك
        
    • عندما تخبرني
        
    • أخبرتني بأنها
        
    • عندما قلت أن
        
    • عندما قلتِ
        
    • حين قلت أنك
        
    Sonja harika bir kadın. Doktor hamile olduğunu söylediğinde sigarayı ve içkiyi bıraktı. Open Subtitles سونيا إمرأةُ جيدةُ جداً، عندما قال الطبيبِ انها حَبلتْ،
    İki aylık hamile olduğunu söylediğinde Geçirdiğimiz şoku görmeliydiniz. Open Subtitles يمكنكم تصور مظهرنا عندما قال بأنها حاملٌ بالفعل في شهرها الثاني
    Kendi kendine bir şeyleri anlamaya ihtiyacın olduğunu söylediğinde, ciddi olduğunu sandım. Open Subtitles اعتقدت أنه عندما قلت أنك تريد أن تكتشف أشياء عن نفسك , أنك كنت تعني ذلك
    Sen bana paranın nerede olduğunu söylediğinde. Open Subtitles قريباً، عندما تخبرني اين يضع ايرل امواله.
    Biliyor musun, geçen gün bana ihtiyacı olduğunu söylediğinde haklıydın. Open Subtitles أتعلمين لقد كنتِ محقه في ذلك اليـوم عندما أخبرتني بأنها ستأتي لي
    Bu arada, kız kardeşinin saati olduğunu söylediğinde, bundan fazlasını bekliyordum. Open Subtitles بالمناسبة، عندما قلت أن شقيقتك لديها ساعة،
    Hasta olduğunu söylediğinde annen ve baban nasıl tepki verdi? Open Subtitles ما كانت ردة فعل أبويكِ عندما قلتِ لهم أنّكِ مريضة؟
    Bana bir içki borçlu olduğunu söylediğinde bar, restoran ya da en azından sandalyesi olan bir yeri kast ettiğini sanmıştım. Open Subtitles حين قلت أنك مدين لـي بشراب اعتقدت أنك قصدت مكـانـا مثل الحـانة أو مطعم أو مكـان فيه كراسي
    Bizim hatamız olduğunu söylediğinde şamanın ne demek istediğini şimdi anlıyorum. Open Subtitles أنا أعرف الأن ماذا كان يعني الشيخ المبروك عندما قال إنه خطأنا
    İkinizin de çok genç olduğunu söylediğinde, attı ve tuttu ve olasılıklara göre ilerledi. Open Subtitles ثم بدأ بالتوقع باركر. حصل على مساعدة عندما قال بأنكما كنتما صغيرين,
    Babam işe gitmek zorunda olduğunu söylediğinde gitmesini istemediğimi gördü. Open Subtitles عندما قال والدي أنّ عليه الذهاب للعمل كان بوسعه رؤية أنني لم أرد مغادرته
    Hey, iki türlü de olduğunu söylediğinde meğer dalga geçmiyormuşsun. Open Subtitles لم تكن تمزح عندما قلت أنك تحب التنوع.
    Bildiğin gibi Bob masım olduğunu söylediğinde sana inanırım. Open Subtitles أتعرف (سايد شو بوب) صدقتك عندما قلت أنك بريء -أنا كذلك فعلاً
    Hazır olduğunu söylediğinde. Open Subtitles عندما قلت أنك جاهز
    Hep onu bekleyen boş bir odanın olduğunu söylediğinde. Open Subtitles عندما تخبرني دائماً أنه هناك دائماً غرفة فارغة بإنتظارها
    Bana nerede olduğunu söylediğinde espri yapmayı bırakacağım. Open Subtitles سأتوقف عن السخرية منك عندما تخبرني بمكانك
    Bana senin için neyin gerçekten önemli olduğunu söylediğinde sana inanıyorum. Open Subtitles عندما تخبرني بما هو مهمٌ لك أنا أصدقك
    Julia arayıp evlenmek üzere olduğunu söylediğinde aklımdan tek şey geçti; Open Subtitles عندما اتصلت (جوليا) و أخبرتني بأنها ستتزوج خطر ببالي شيء واحد
    Wayne, bana onun evlatlık olduğunu söylediğinde bana onun senin gerçek kardeşin olmadığını düşündürdün. Open Subtitles (واين)، عندما أخبرتني بأنها متبناة... جعلتني أظن بأنها ليست أختك الحقيقية.
    Benim için en önemli olan şeyin herkesi kurtarmak olduğunu söylediğinde yanılıyordun. Open Subtitles اسمع، لقد كنت مخطئًا من قبل، عندما قلت أن الشيء الأكثر أهمية بحياتي هو إنقاذ الجميع
    Lane'in neşesi olduğunu söylediğinde rakibin kimdi, posta kutusu mu? Open Subtitles عندما قلتِ أنكِ أكثر شخص .. مرح في الشارع من كان منافسكِ .. صندوق البريد؟
    Muhabir olduğunu söylediğinde bunu takdir edeceğini biliyordum. Open Subtitles عرفت بأنك ستقدّر ذلك، حين قلت أنك صحافي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more