Şeytanların her yerde olduğunu sanıyordu. | Open Subtitles | كانت تظن أن الشياطين في كل مكان |
Basit bir göçmen olduğunu sanıyordu. | Open Subtitles | كانت تعتقد أنه مجرد مهاجر عادى |
Polislerin ve hukukçuların görevlerinin aynı olduğunu sanıyordu. | Open Subtitles | كان يعتقد أن المحامي والشرطي لهما نفس المهمه |
Beni üçünüzden ayırıp... onun olmamın tek yolunun... bu olduğunu sanıyordu. | Open Subtitles | لقد ظن ان الطريقة الوحيدة التي يستطيع ان يحظى بي لنفسه هي بإبعادي عن ثلاثتكن |
Herkesin kilden olduğunu sanıyordu. | Open Subtitles | ظن بأن كل شيء مصنوع من الصلصال |
Herkes evliliğimizin kusursuz olduğunu sanıyordu ama öyle değildi. | Open Subtitles | الكل كان يعتقد أنه كان زواجنا مثالياً ولكنه لم يكن كذلك |
Ülkenin ona borçlu olduğunu sanıyordu. | Open Subtitles | لايزال يؤمن بالمهمة هو ظن أن البلآد تدين له |
Bugün evde yalnız olduğunu sanıyordu, böylece mağaraya, onun yanına gitti. | Open Subtitles | لقد ظن أن المنزل خالي لذا نزل إليها هناك |
Tabii ki vazodaki küllerin şömineden alınmış değil sana ait olduğunu sanıyordu. | Open Subtitles | بالطبع فقد ظن أنه أنت الموجودة في الجرة وليس مجرد بعض الرماد من المدخنة |
Greta korkuyordu. Cadının gerçekten kurabiyeden evi olduğunu sanıyordu. | Open Subtitles | كانت (جريتا) خائفة، لأنها كانت تظن أنه هناك ساحرة بمنزل كعكة الزنجبيل |
Henry'nin hayatta olduğunu sanıyordu. | Open Subtitles | كانت تظن أن (هنري) على قيد الحياة |
Bir ilişkimiz olduğunu sanıyordu. Ama yoktu. | Open Subtitles | كانت تعتقد أنه بيننا علاقة - لكن لم يكون لدينا علاقة - |
Onun komik, zeki, ve tatlı olduğunu sanıyordu. | Open Subtitles | كانت تعتقد أنه كان... مضحك وذكية وحلوة. |
- O günlerde herkes Nicholson and Beatty olduğunu sanıyordu ama Dusty Hoffman herkesten çok karı kaptı. | Open Subtitles | -الكل كان يعتقد أن (نيكلسن) و(بيتي) هما من كانا نجوم تلك الحقبة، لكن (داست موهفمن) من كان يضاجع أكثر من أيّ مخلوق |
Ahlaksız Çinli Chester Ming Jiujitsu'nun İsrail'de olduğunu sanıyordu. | Open Subtitles | (تشستر مينغ)، الصيني المُفسد، كان يعتقد أن المصارعة اليابانية أصلها إسرائيلية. |
Ellen'ın kanıtlarının bende olduğunu sanıyordu. | Open Subtitles | ظن ان ادلة (إيلين) معي |
Ellen'ın kanıtlarının bende olduğunu sanıyordu. | Open Subtitles | ظن ان ادلة (إيلين) معي |
Herkes kutunun sende olduğunu sanıyordu. | Open Subtitles | الجميع ظن بأن الصندوق بحوزتك |
Kariyerinin sonu olduğunu sanıyordu. Ama yendi. | Open Subtitles | يعتقد أنه كان نهاية حياته المهنية، ولكن... |
Ülkenin ona borçlu olduğunu sanıyordu. | Open Subtitles | هو ظن أن البلآد تدين له |
Cueball çikolata getiriyor diye daha iyi olduğunu sanıyordu. | Open Subtitles | كيوبول ظن أنه أفضل لأنه أحضر الشوكولاته |
Greta korkmuştu. Çünkü, gerçekten cadının kurabiyeden evi olduğunu sanıyordu. | Open Subtitles | كانت (جريتا) خائفة، لأنها كانت تظن أنه هناك ساحرة بمنزل كعكة الزنجبيل |