Meşgul olduğunuzu söyledim ama meselenin çok önemli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرته أنك مشغول للغاية. قال أنه أمر مُلِّح للتحدث معك على الفور. |
Ona sizin bir centilmen olduğunuzu söyledim. | Open Subtitles | أخبرته أنك رجل نبيل |
Kütüphanede olduğunuzu söyledim. | Open Subtitles | أخبرته أنك في المكتبة. |
- Meşgul olduğunuzu söyledim ve kendisi de annemle cinsi münasebette bulunacağını söyledi. | Open Subtitles | ماذا؟ - أخبرته بأنك مشغول - و قال لي بأن أقوم بالتواصل مع أمي |
Özür dilerim efendim. Meşgul olduğunuzu söyledim. | Open Subtitles | آسف يا سيدي أخبرته بأنك كنتَ مشغولًا |
Meşgul olduğunuzu söyledim, ama... | Open Subtitles | أخبرته بأنك مشغول، لكن... |
- Cuma günü. Sizi mutlaka görmek istiyorlardı. Onlara Trouville'de annenizin yanında olduğunuzu söyledim! | Open Subtitles | الجمعة، كانوا يودون رؤيتك، أخبرتهم أنك في تروفيل عند والدتك |
Onlara senin ve Nikita'nın, Güney Amerika'dan beri Liam'ın izini süren Interpol ekibinden olduğunuzu söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتهم أنك تعمل مع (نيكيتا) بمهمة تابعة للشرطة الدولية وأنكم كنتم تُطاردون (ليام) في شمال أمريكا |
Meşgul olduğunuzu söyledim. | Open Subtitles | "أخبرته أنك مشغول." |