Ben içimde her zaman bunun yanlış olduğunu ve içe dönüklerin de oldukları gibi gayet harika insanlar olduğunu düşündüm. | TED | وكنت دائما أشعر في داخلي أن هذا خاطئ وأن الانطوائية هي شيء رائع و أن الانطوائيون رائعون كما هم. |
oldukları gibi mi, yoksa tilki şeklinde mi istersiniz? | Open Subtitles | هل تفضلهم كما هم عليه ,او على شكل الثعلب؟ |
İyiyi kabul etmeyiz ve işleri oldukları gibi kabul etmeyiz yenilikler getirmeyi asla durdurmayız. | Open Subtitles | نحن لا نُبلي بلاءاً حسناً ونحن لا نقبل الأمور كما هي ببساطة و نحن لانتوقف عن التطور |
İzlediğim çoğu filmde karakterler oldukları gibi filmde karakterler. | Open Subtitles | أتعلم؟ ، في معظم الأفلام التي رأيتها الشخصيات تبقى كما هي |
Fakat... Eski oyun arkadaşlarımı oldukları gibi hatırlamayı yeğlerim. | Open Subtitles | "أفضّل تذكّر رفاق لعبي القدماء كما كانوا.. |
Eğer dünyayı sevdiğin veya sevmediğin şeyler olarak ayırmayı bırakıp varlıkları aslında oldukları gibi görecek olursan hayatında oldukça geniş bir huzur bulacaksın. | Open Subtitles | إن توقفتَ عن رؤية العالم بلغة ما تحبه وما تكرهه ورؤية الأشياء على حقيقتها |
Keşke Atrianları oldukları gibi görebilseydin, bir tehdit olarak. | Open Subtitles | كنا نتمنى أن ترى الأتريين على حقيقتهم .. تهديد |
O, kadınları gerçekte oldukları gibi kabul ediyor ve onları gerçekte olduklarından çok daha güzel hale getiriyor. | Open Subtitles | فهو يقبَل النساء كما هنّ على حقيقتهن... بل يجعلهن أجمل مما هنّ عليه... |
Senin de dediğin gibi Elena sevdiğimiz insanları oldukları gibi değil olmalarını istediğimiz haliyle görüyoruz. | Open Subtitles | كما قلتِ يا إيلينا نحن نرى أحبابنا كما نريد أن نراهم ليس كما هم بالفعل |
Eğer sahiden bu insanları onurlandırmak istiyorsak onları gerçekten oldukları gibi, babamın onları hatırladığı gibi hatırlamalıyız. | Open Subtitles | . علينا ان نتذكرهم كما هم حقيقه كما كان والدي يتذكرهم |
Unutma, Logan, olayları oldukları gibi görmeyiz. | Open Subtitles | تذكّرْي، لوجان، نحن لا نشاهدْ الأشياءَ كما هم. |
Ben, büyük olan ve belki öyle de kalacak olan vücutlarımızı pasifçe kabul edenlerden ziyade aktif olarak bu bedenlerde bugün oldukları gibi gelişmeyi seçen uluslararası bir insan topluluğunun parçasıyım. | TED | فأنا جزء من مجتمع عالمي من الأشخاص الذين اختاروا اختيارا ؛ ليس مجرد قبولا سلبيا بأن أجسادنا كبيرة وستبقى كذلك دائما على الأرجح قررنا بإيجابية أن نزدهر بهذه الأجساد كما هي اليوم |
Yine de oldukları gibi sizi karşılamaya, Hizmet etmeye geldiler işte. | Open Subtitles | حتى الآن ، كما هي ، هنا يأتون لخدمتك. |
Sadece onları oldukları gibi seviyorum. | Open Subtitles | أحبُ الاشياء تماماً كما هي ، فحسب |
Birini yitirdiğimiz zaman, onları oldukları gibi değil de, olmalarını istediğimiz gibi hatırladığımız doğru olabilir. | Open Subtitles | متى... الناس ضاعوا لنا، ربما كان صحيحا أن نتذكر لهم كما نحن أتمنى لهم أن يكونوا، ليس كما كانوا. |
Çingeneler artık eskiden oldukları gibi değiller. | Open Subtitles | لم يعد الغجر كما كانوا سابقاً |
Belki de işleri gerçekte oldukları gibi görmüyorsundur? | Open Subtitles | ربما انت فقط لا ترين الامور على حقيقتها ؟ |
Hikayeleri oldukları gibi yazacağım ve işe, Hades'ten başlayacağım. | Open Subtitles | سأكتب القصص على حقيقتها وسأبدأ بقصّة (هاديس) |
Hikayeleri oldukları gibi yazacağım ve işe, Hades'ten başlayacağım. | Open Subtitles | سأدوّن القصص على حقيقتها وسأبدأ بقصّة (هاديس) |
İçerideki insanların kendilerini oldukları gibi görmelerini sağlayamazsın. | Open Subtitles | عليك أن تجعلهم يظهرون على حقيقتهم |
Cenova'da tanıştığım tüm genç kızlar bana oldukları gibi davranmazlar. | Open Subtitles | كل النساء اللائي قابلتهن في (جنوة) أخفوا حقيقتهن عني |