| Evet, Manheim bayağı kötü durumda olduklarını söyledi. | Open Subtitles | أجل,مانهيم قال أنهم كانوا في حالة سيئة للغاية |
| Birlikte köprüde olduklarını söyledi. | Open Subtitles | قال أنهم كانوا معاً على الجسر |
| Bensiz daha iyi olduklarını söyledi. | Open Subtitles | قال بأنهم أفضل حالا بدوني |
| Daniel Ellsberg, bir bildiri yayınlayıp peşimizde olduklarını söyledi. | Open Subtitles | لقد قام (دانيال) بنشر الأمر قال بأنهم سيلحقون بنا |
| Ama umursamadı. Birbirlerine aşık olduklarını söyledi. | Open Subtitles | ، لكنّها لم تهتمّ . لقد قالت أنّهما يحبّان بعضهما |
| Ama umursamadı. Birbirlerine aşık olduklarını söyledi. | Open Subtitles | ، لكنّها لم تهتمّ . لقد قالت أنّهما يحبّان بعضهما |
| Koyda olduklarını söyledi. | Open Subtitles | وقالت أنهم في البحر |
| Yüzde 5'ten azı ise bir mucize aradıkları için burada olduklarını söyledi. | Open Subtitles | وقال أقل من خمسة في المئة انهم كانوا من يبحث عن معجزة |
| İçinde olduklarını söyledi. | Open Subtitles | قال أنهم كانوا بداخله |
| Bir haftadır ölü olduklarını söyledi. | Open Subtitles | قال بأنهم ماتوا منذ اسبوع |
| Barmen, samimi olduklarını söyledi. | Open Subtitles | الساقية قالت أنّهما كان يتصرفان بودّ. |
| Körfezde olduklarını söyledi. | Open Subtitles | وقالت أنهم في البحر |
| Eve geldiğinde burada yatıyor olduklarını söyledi. | Open Subtitles | لقد ذكر انهم كانوا ملقون هنا . عندما اتي الي المنزل |