"oldular" - Translation from Turkish to Arabic

    • أصبحا
        
    • اصبحوا
        
    • وأصبحوا
        
    • لقد كانوا
        
    • أصبحوا
        
    • تحولوا
        
    • ليصبحوا
        
    • اصبحا
        
    • وإذا سيطروا عليها
        
    • صاروا
        
    Bir iş birlikteliği kurmaya çabalıyorlardı. Bu işe yaramayınca, suç ortağı oldular. Open Subtitles حاولا إنشاء علاقة عمل، وعندما لم ينجح ذلك، أصبحا شريكين في الإجرام.
    Farkında oldular. Bağımsızlık kazandılar. TED لقد أصبحا مدركين. لقد حصلا على الاستقلالية الذاتية.
    İkisi, Avrupa'da iki hafta kaldı ve yakın arkadaş oldular. Open Subtitles وكلاهما بقيا بأوربا لمدة نصف شهر . لذا اصبحوا قريبين
    Kuzey Nijerya'da, politik liderler ve geleneksel Müslüman liderler, lojistik ve halk güvenliği ile ilgili sorunları çözmeye yardım etmek için programa doğrudan dahil oldular. TED في شمال نيجيريا، السياسيون ، و شيوخ الدين المسلمين ، اصبحوا جزءا فعالا في البرنامج لكي يساعدونا على حل المشاكل اللوجستية و كسب ثقة المجتمع.
    Ardından daha fazlası buna katıldı ve projeyle daha fazla ilgili oldular. TED وثم قام المزيد منهم في عمل ذلك. وأصبحوا أكثر اهتماماً في المشروع.
    Lider oldular ve biz de kendi topluluğumuzda lideriz ve gelecek jenerasyonların umuduyuz. TED لقد كانوا هن القادة، ونحن قادة مجتمعاتنا والأمل لمستقبل الأجيال.
    Pek çok katılımcı KİS'lerin bulunduğuna inanmakla kalmadı, hâlihazırda inandıkları fikirle ilgili de daha fazla güven sahibi oldular. TED رغم ذلك، لم يظل المشاركين على اعتقادهم بوجود أسلحة دمار شامل فحسب، بل أصبحوا مقتنعين أكثر بوجهة نظرهم الأصلية.
    Aile telefonlarına otomatik olarak cevap verilmesi için telesekretere bağladığında bu şeylere rıza gösteren yetişkinler oldular. Open Subtitles عندما أوصلت تلك الأسرة هاتفها بجهاز الرد الآلي... تحولوا إلى أشخاص بالغين موافقين.
    Yavaşça ve dikkat çekicek ölçüde arkadaş oldular. Sonunda, cezaevinden çıktığında Oshea Mary'in yanındaki eve taşındı. TED وبطريقة بطيئة وملفتة للنظر أصبحا صديقين، وحين أُطلق سراحه وخرج من الإصلاحية في النهاية جاور أوشي بيت ماري.
    Hayat arkadaşı oldular ve garip bir şöhret kazandılar. TED أصبحا شركاء مدى الحياة وصارا من المشاهير غريبي الأطوار.
    Sona erdirmek için gerçek oldular, değil mi? Open Subtitles لقد أصبحا حقيقيين كي يضعا النهاية أليس كذلك؟
    Daha özgür oldular... ...ve buna bizim ihtiyacımız olmadığını hissediyorum. Open Subtitles أصبحا اكثر استقلالية وأرى انهما لم يعودا بحاجة لرعايتنا
    Biz onları öldürmekte daha başarılı oldukça, onlar daha çok sinirlendiler ve biz öldürmek için daha motive oldular. TED وكلما تقدمنا اكثر في دقة قتل الاعداء كلما اصبحوا اكثر غضباً واكثر تحفيزاً لمهاجمتنا
    Onlar zengin oldular, ama çiftçiler için.. ..sadece yeni bir hasattan başka bir şey demek değil. Open Subtitles انهم اصبحوا اثرياء , لكن بالنسبة الى المزاريعن انها فقط محصول اخر
    Daha büyük ya da güçlü olmaları gerekmiyor, onlar da daha zeki oldular. Open Subtitles لا يجب عليهم ان يكونوا اكبر او اقوي لذلك اصبحوا بارعين
    Onları benim yerime aldılar ve... iyi bir ikli oldular... hala da devam ediyorlar. Open Subtitles فلقد قُمت باختيارهم كبديل لي لقد اصبحوا اول فريق اخباري مختلط هم ماذالوا يقومون بهذا العمل حتي الآن
    Böylece seksi kadınlar da yüksek topukluları giyip hostes oldular. Open Subtitles وكذلك الفتيات المثيرات تم وضعهم على كعب عالي وأصبحوا مضيفات
    Ve onları en başta rastgele ayrıcalıklı konuma getiren yazı tura olayı da dahil, bu gibi farklı olgulara karşı gittikçe umursamaz oldular. TED وأصبحوا أقل تفهماً لكل الميزات المختلفة للوضع، بما في ذلك نقر العملة المعدنية الذي أوصلهم عشوائيا إلى تلك المكانة المتميزة في المقام الأول.
    Karanlık büyülerle ilgileniyorlardı ve sonunda bağımlısı oldular. Open Subtitles لقد كانوا يعملون في السحر الأسود ولقد أدمنوا
    Fabrika sahibi, avukat, duvarcı ve doktor oldular, biri de Birleşik Devletler Başkanı. TED أصبحوا عمال مصانع و محامين و بنائين وأطباء، واحد منهم رئيس للولايات المتحدة.
    Ondan sonra, bazı insanlar siyah gücünü benimseyip Kara Panterler oldular ve sonraki jenerasyon, seslerinin duyulduğundan emin olmak için hip-hop'a başvurdu. TED بعد ذلك، تبنى بعض الناس القوة السوداء وأصبحوا أعضاء بحركة الفهود السود الحقوقية ومن ثم الجيل اللاحق، تحولوا إلى حركة هب-هوب الفنية الثقافية للتأكد من سماع أصواتهم.
    Yırtıcı geyik köpekleri antik nehirler boyunca keyif sürerken akrabaları okyanusa geri dönüp samur benzeri ilk balinalar oldular. TED انتشرت كلاب الغزلان المفترسة على طول الأنهار القديمة، بينما عاد أقاربهم إلى المحيط ليصبحوا أول حيتان تشبه ثعلب الماء.
    Bu ikisi biraz önce baş düşmanlarımız mı oldular? Hayır, Robin. Open Subtitles -هؤلاء الإثنان قد اصبحا ألد أعدائنا للتو
    Başımıza büyük bela oldular. Open Subtitles وإذا سيطروا عليها سنصبح فى ورطة
    Başka bir şey oldular. Sanırım Hayalet Sürücü oldular. Open Subtitles لقد صاروا شيئًا آخر، أظنهم أصبحوا من الفرسان الأشباح.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more