"oliver ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • أوليفر
        
    Oliver ve Teri Purcell'e para, kimlik ve kaynak sağladın. Open Subtitles لقد كنت تدّعم أوليفر و تيري بيرسل بالمال ,والتغطية ,والموارد,
    Fakat Oliver ve Wallace tam olarak göründükleri kişiler değiller. Open Subtitles و لكن أوليفر و والاس ليسو بالظبط كما يبدو أنهم
    Bence gitmeden Oliver ve sen konuşmalısınız. Open Subtitles ،أوتعلم، قبل أن نذهب أظن أنه يجب أن تتحدث مع أوليفر
    Oliver ve Bayan Lindsay harika bir çift oldu. Open Subtitles أوليفر والآنسة لينزي يمثلون ثنائيا مبارك
    Oliver ve John, John'un meğer pek de ölü olmayan kardeşi hakkında tartışmakla meşguller. Open Subtitles أوليفر وجون مشغولون القتال على جون ليست بهذه ميت بعد كل أخ.
    Oliver ve 11. cadde için birilerinden tarif alın. Open Subtitles إسألي أحد عن إتجاه تقاطع طريقي أوليفر والحادي عشر.
    Laura'ydı, Minneapolis'teki Oliver ve Lucy'nin lezbiyen annesi. (Alkışlar) Kısacası 3 eyaletteki 4 çocuğun 5 ebeveyni var. TED أنا وزوجي لدينا طفل يعيش معنا دائمًا أنا والده الحقيقي، والأم البديلة في الحمل كانت لورا، الأم المثلية للطفلين أوليفر ولوسي في مينيابوليس.
    Bu soruyu grubumda yapılan bir sürü araştırmanın ve Hollanda'dan Henk Hilhorst, Birleşik Devletler'den Mel Oliver ve Fransa'dan Julia Buitink'ten oluşan bir grupla yeni yapılan bir işbirliğinin sonucu olarak cevaplıyorum. TED وأنا أجيب عن ذلك السؤال، على أساس الكثير من البحوث من مجموعتي والتعاون الأخير مع مجموعة هينك هلهورست في هولندا، و ميل أوليفر في الولايات المتحدة و جوليا بويتنك في فرنسا.
    Böylece Jamie Oliver ve okul yemekleri; Müslüman kültürü ile geçinmede zorluk çeken Bush ve Blair, tüm bu avlanma konusu, ve kraliyet ailesinin avlanma yasağına karşı gelmesi. Ve Tsunami konuları. Ve tabiki Harry. Blair'ın Gordon Brown hakkında ilginç bulduğum görüşleri. Condi ve Bush. TED إذا جيمي أوليفر وعشاء المدارس: بوش و بلير يجدون صعوبة أن يتفهموا الثقافة الإسلامية كامل قضية الصيد, والعائلة الملكية ترفض أن توقف الصيد وقضايا تسونامي. ومن الواضح هاري. أراء بلير في جوردن براون, الذي أجده شيق للغاية كوندي و بوش
    Oliver ve Lex'i uyarmak için telefon bulmaya gittim. Open Subtitles ذهبت العثور على هاتف لتحذير (أوليفر) و(ليكس)
    Oliver ve süper arkadaşların sana başka bir şey söylemediler mi? Open Subtitles لمَ لم يعطيك (أوليفر) وأصدقائك الخارقون أي شيء آخر ؟
    Dinah, Oliver ve Bart ortadan kayboldu. Open Subtitles واسمع، (دينا)، (أوليفر) و(بارت) كلّهم اختفوا.
    Oliver ve diğer üyeleri izliyorsun değil mi? Open Subtitles أنت تقثفين أثر (أوليفر) وبقية فريقه، أليس كذلك؟
    Oliver ve Chloe bana seni hatırlattı ve bu çok canımı yakıyordu. Open Subtitles (أوليفر) أو (كلوي)، يذّكراني بك، وآلمني ذلك كثيراً.
    Oliver ve ben konuşuyorduk. Birinin aşırı korumacı hislerine teşekkür etmem gerek. Open Subtitles كنا نتحدث أنا و(أوليفر)، بفضل الغريزة الحمائية لأحدهم
    Hayal görmüyorsun Oliver ve sen deli değilsin. Open Subtitles أنت لا تهذي يا (أوليفر)، ولست مجنوناً، ثق بي
    Seni, Oliver ve Canary'nin bağlantılarını çıkarmak istedim ama bedenleriniz ölmeye başladı bende sizleri geri bağladım. Open Subtitles كنت أحاول فصلك أنت، (أوليفر) و(كناري) عن الحاسوب لكنّكم كنتم على وشك الموت لهذا اضطررت لإعادة ربطكم به مجدداً
    Oliver ve ben altı yaşındaki oğlumuza büyük olasılıkla bir daha gülemeyeceğini söylemek üzereydik. Open Subtitles كان عليّ أنا و(أوليفر) أن نخبر طفلا في السادسة أنّه على الأرجح لن يبتسم مجددا.
    Bu benim, bu da sen, bu Oliver ve bu da Kathy. Open Subtitles هذ أنا, وهذا أنت هذا (أوليفر) وهذا (كاتي)
    Bu bencilce olacak biliyorum Oliver ve söylediğim için benden nefret etme ama... Open Subtitles أعلم أنّ هذه أنانيّة يا (أوليفر)، ولا تكرهني لقول ذلك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more