Ve birden bambaşka bir doktor olma şansını yakaladım. | Open Subtitles | وفجأة,اتيحت لي الفرصة لأكون نوعا جديدا كليا من الأطباء |
Ve birden bambaşka bir doktor olma şansını yakaladım. | Open Subtitles | وفجأة,اتيحت لي الفرصة لأكون نوعا جديدا كليا من الأطباء |
Ve birden bambaşka bir doktor olma şansını yakaladım. | Open Subtitles | وفجأة,اتيحت لي الفرصة لأكون نوعا جديدا كليا من الأطباء |
Onun tek kurtarıcısı ve beyaz atlı prensi olma şansını gördün. | Open Subtitles | لقد رأيت فرصة أن تكون منقذها الوحيد، فارسها ذو الدرع المضيء. |
Ne zamandan beri ilgi odağı olma şansını kaçırıyor? | Open Subtitles | منذ متى وهي تفوّت فرصة أن تكون محلّ الإهتمام؟ |
Bu yüzden eskiden olduğun gibi iyi biri olma şansını sana vermek istiyorum. | Open Subtitles | ولذلك السبب أريد منحك فرصة لتكون الرجل الجيّد الذي أعرف أنك كنت من قبل. |
Hepsi istediği gibi bir insan olma şansını hak ediyor. | Open Subtitles | كل واحد فيهم يستحق أن يُمنح الفرصة ليكون علي حقيقته |
Ve birden bambaşka bir doktor olma şansını yakaladım. | Open Subtitles | وفجأة,اتيحت لي الفرصة لأكون نوعا جديدا كليا من الأطباء |
Ve birden bambaşka bir doktor olma şansını yakaladım. | Open Subtitles | وفجأة,اتيحت لي الفرصة لأكون نوعا جديدا كليا من الأطباء |
Ve birden bambaşka bir doktor olma şansını yakaladım. | Open Subtitles | وفجأة,اتيحت لي الفرصة لأكون نوعا جديدا كليا من الأطباء |
O kişi olma şansını çok isterim. | Open Subtitles | . أنا أريد هذه الفرصة لأكون هذا الشخص |
Tanrı istiridye ve elmayı yarattı diyen, ve bana şef olma şansını tanıyan... akıl hocam Jean Luc'du. | Open Subtitles | (جون لوك) هو معلمي. الرجل الذي أعطاني الفرصة لأكون طاهياً... قال لي أن الربّ هو من خلق المحار والتفاح. |
Sen de Bo'yu yakalayan kahraman olma şansını kaybedersin. | Open Subtitles | و أنت ستخسر ... فرصة أن تكون البطل (الذي قبض على (بو |
Ona onu hak eden bir erkekle olma şansını tanı. | Open Subtitles | أمهلها فرصة لتكون مع الشخص الذي يستحقها |
İlk kez, bizden biri onlardan biri olma şansını elde ediyor. | Open Subtitles | "لأول مرة، واحد منا ستتسنى له الفرصة ليكون واحداً منهم" |