| Onu daha iyi tanıma fırsatın olmadığı için üzgünüm. | Open Subtitles | آسف لأنه لم تتاح لك فرصة معرفتها بشكل أفضل |
| İzinden yürüyecek duygusal olarak bodur ebeveynlerim olmadığı için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف لأنه لم يكن لدي أم صلبة عاطفيا لكي أصبح مثلها |
| Lamborgini olmadığı için üzgünüm. Kapa çeneni ve bin. | Open Subtitles | آسف لأنها ليست فاخره أخرس واركب |
| Bir bakıma burada olmadığı için üzgünüm. | Open Subtitles | بطريقة ما أنا آسف لأنها ليست هنا |
| Benimle yapmaktan keyif duyacağın tek bir şey olmadığı için üzgünüm. | Open Subtitles | آسف لعدم وجود أي شيء يمكن أن تستمتع بعمله معي. |
| Başka bir yolu olmadığı için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف لعدم وجود وسيلة أخرى |
| Araban olmadığı için üzgünüm. | Open Subtitles | آسفة لعدم إمتلاكك سيارة لقيادتها. |
| Ailemizden başka kimse olmadığı için üzgünüm ama annenle birlikte bu aileyi oluşturmak için çok uğraştık. | Open Subtitles | آسف لأنه لم يتبقَ لدينا الكثير من العائلة. ولكن أمك وأنا عملنا جاهدين لتكوين هذه. |
| Emma olmadığı için üzgünüm, Emma'yı sevdiğini biliyorum ama Hayley'i sevmek zorunda değilsin, onunla sen çıkmıyorsun. | Open Subtitles | آسف لأنها ليست (ايما). فأنا أعلم أنك احببت (ايما) ولكن ليس عليك الإعجاب بـ(هايلي), لأنك لست من يواعدها |
| Bayanlardan yana şansın olmadığı için üzgünüm. | Open Subtitles | آسفة لعدم حظّك مع النساء |