"olmadığı kesin" - Translation from Turkish to Arabic

    • بالتأكيد ليس
        
    • بالتأكيد ليست
        
    • بالتأكيد لم يكن
        
    • فهو ليس
        
    • قطعاً ليس
        
    • أنّه ليس
        
    • من المؤكد أنها ليست
        
    • من الواضح أنها ليست
        
    • من الواضح أنه ليس
        
    • بالتأكيد لم تكن
        
    • بالتّأكيد لم يكن
        
    Yeni bir amcık daha iyi şeyler vaat edebilir ama aşk gibi olmadığı kesin. Open Subtitles إمرأة جديدة ربما تحمل وعوداً لشيء أفضل لكن بالتأكيد ليس حباً
    Evet, muhtemelen, ama komünist olmadığı kesin. Open Subtitles نعم , ربما كان كذلك لكنه بالتأكيد . ليس شيوعياً
    O oynadığınız şeye ne diyorsunuz bilmem ama Amerikan futbolu olmadığı kesin. Open Subtitles لا أعرف كيف تسمون المزبلة التي فعلتوها لكنها بالتأكيد ليست لكرة القدم
    Antik olup olmadığını bilmiyorum. Ama artık var olmadığı kesin. Open Subtitles لا أعرف شيئاً عن القديم بالتأكيد ليست موجودة الآن
    O kilerden kimin çıktığını bilmiyorum ama Dave olmadığı kesin! Open Subtitles لا أعرف من الذي خرج من ذلك القبو لكنه بالتأكيد لم يكن دايف
    Çünkü, akıllarının beyzbolda olmadığı kesin. Hey, Bay Hormone, şuna bir bakın. Open Subtitles بالتأكيد ليس البايسبول. أيها الثائر انظر إلى هذا
    Tabii ki farkeder. Şimdi, gerçekten ne ile ilgili? Çünkü artık bu salak davayla ilgili olmadığı kesin. Open Subtitles بلى سيكون له تأثير، أخبرني حقيقة هذا الأمر لأنّه بالتأكيد ليس بخصوص قضيّة غبية
    - Bilmem. Hayırseverdir. - Öyle bir iş olmadığı kesin. Open Subtitles ـ لا أعلم، إنه كان فاعل خير ـ هذا بالتأكيد ليس عملاً
    Karargâh'taki şu andaki konumumda olmadığı kesin. Open Subtitles بالتأكيد ليس في منصبي الحالي في إدارة الشرطة
    Birkaç tanesi olabilir ama Trenci Herif olmadığı kesin. Open Subtitles ،حسنًا، بحقكِ، ربما بعضهم .ولكن بالتأكيد ليس فتى القطار
    Burada üretilmediği kesin. Amerikan yapımı olmadığı kesin. Open Subtitles بالتأكيد ليس محلي بالتأكيد ليس أمريكي
    Modern standartlara göre etkileyici olmadığı kesin. Open Subtitles بالتأكيد ليست مثيرة للإعجاب وفقا للمعايير الحديثة
    Hayır, normal değil, doktor ama benzersiz bir yetenek olmadığı kesin. Open Subtitles لا , ليست طبيعية يا دكتور لكنها بالتأكيد ليست قُدرة
    Tabii kuklalar ve maço rock yıldızlarıyla dolu olmadığı kesin. Open Subtitles بالتأكيد ليست من النوع السحري بالدمى و نجوم الروك المفتولي العضلات
    Çünkü benim aşık olduğum Jane olmadığı kesin. Open Subtitles لأنّها بالتأكيد ليست جين التي وقعت في حبها.
    Burada öldürüldüyse... - ...soygun olmadığı kesin. Open Subtitles حتى لو كانت قتل هنا، كان بالتأكيد ليست عملية سطو.
    Ayyaş Justin Cannady'nin fikri olmadığı kesin. Open Subtitles انه بالتأكيد لم يكن فكره هذا السكير جاستن كانادى
    Her nerede olursa olsun akli duruma göre kesinlikle evde olmadığı kesin. Open Subtitles ايا كان مكانه, في عقله فهو ليس في المنزل
    Staples Center'daki Slash konseri için olmadığı kesin. Open Subtitles حسناً ، إنه قطعاً ليس لحفلة "سلاش" في المجمع.
    Cinayet şeklinin 58'dekiyle aynı olmadığı kesin dememiş miydin? Open Subtitles حسبتُ أن نمط القتل أثبت أنّه ليس مُقترف جريمة عام 1958.
    Yani, benim olmadığı kesin. Open Subtitles حسنٌ , إنها من المؤكد أنها ليست غلطتي.
    Bu şeylerle söylemesi zor ama yakın zamanda olmadığı kesin. Open Subtitles من الصعب التفريق في هذه الأشياء ولكن من الواضح أنها ليست حديثة
    Burada bir karşılama komitesi olmadığı kesin. Open Subtitles من الواضح أنه ليس وفد الإستقبال بالتأكيد
    Bunun bir zombi kıyameti olmadığı kesin. Open Subtitles ذلك بالتأكيد لم تكن كارثة زومبي
    Cüce olmadığı kesin. Open Subtitles لا هو بالتّأكيد لم يكن قزم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more