"olmadığını biliyordum" - Translation from Turkish to Arabic

    • عرفت أنه
        
    • أعلم أنه لم يكن
        
    • أعرف أنه ليس
        
    • كنت أعرف أنك لست
        
    • كنت أعرف أنك لم تكن
        
    • علمت انك لست
        
    • علمت بأن
        
    • علمتُ أن
        
    • أعرف أنّه ليس
        
    • علمت أنك لا
        
    • علمت انه لا
        
    • علمتُ أنّه لم يكن
        
    • عرفت أنها ليست
        
    • عرفت بأن
        
    • عرفت بأنه لن يكون
        
    Yaşadığı müddetçe onu durdurmanın imkanı olmadığını biliyordum. Open Subtitles عرفت أنه طالما بقى حياً . لا توجد طريقة لإيقافه
    Onun durumunda, hayatını kurtarmak için yapabileceğim bir şey olmadığını biliyordum, TED كنت أعلم أنه لم يكن هناك ما يمكن فعله لإنقاذ حياتها.
    Takılmak için hazır olmadığını biliyordum. Open Subtitles كنت أعرف أنه ليس مستعد لتمضية الوقت مع الآخرين
    Luke olmadığını biliyordum! Open Subtitles ربما كنت أعرف أنك لست لوك
    - Senin prodüktör olmadığını biliyordum. Open Subtitles أنا لست حمقاء. كنت أعرف أنك لم تكن منتج.
    Kalbimde, öyle olmadığını biliyordum, oğlum. Open Subtitles فى صميم قلبى قد علمت انك لست كذلك يا بنى
    Zaten normal olmadığını biliyordum. Open Subtitles علمت بأن ذلك غير طبيعي ..إنه يقول بأنها
    Sana bunu henüz veremedim çünkü, olmaya başladığım adamın gerçekten evlenmek istediğin adam olmadığını biliyordum. Open Subtitles لم أعطيك إياه بعد لأنني علمتُ أن الرجل الذي أصبحته ليس الرجل الذي يفترض بكِ الزواج منه
    olmadığını biliyordum zaten çünkü cinayet aleti onun arabasında. Open Subtitles -كلاّ . كلاّ، لأنّي أعرف أنّه ليس في سيّارتك، بل في سيّارتها.
    Gözlerinin içine bakmıştım ve iyi olmadığını biliyordum ama işin içine hislerimi karıştırdım. Open Subtitles نظرت بعينيه عرفت أنه غير نافع لكنني سمحت لمشاعري بالتدخل
    Onu kovduğum zaman, iyi olmadığını biliyordum. Open Subtitles عرفت أنه لا نفع منه عندما طردته
    Burada trafik olmadığını biliyordum. Open Subtitles عرفت أنه لن يكون هناك طابور سيارات.
    Bunun güzel bir "teşekkürler anne" olmadığını biliyordum. TED كنت أعلم أنه لم يكن شكراً من النوع الحسن.
    Onun sana layık olmadığını biliyordum. Open Subtitles كنت أعلم أنه لم يكن مناسباً لكِ
    Bence gelen Ivan. Korkak olmadığını biliyordum. Open Subtitles إنه أيفان أنا أعرف أنه ليس جباناً
    Hiç arkadaşının olmadığını biliyordum. Open Subtitles و أعرف أنه ليس لديه أصدقاء
    Bizden yana olmadığını biliyordum! Open Subtitles كنت أعرف أنك لست معنا!
    Sadece dövüş için burada olmadığını biliyordum. Open Subtitles كنت أعرف أنك لم تكن هنا فقط للقتال
    Senin Buy More'da çalışan bir zavallı olmadığını biliyordum. Open Subtitles لقد علمت انك لست مجر فاشل تعمل في "باي مور"
    Bir şeylerin yolunda olmadığını biliyordum, evet. Open Subtitles لقد علمت بأن شيئا ما كان خاطئا , نعم
    Hastaneye götürdüler ama ben gerek olmadığını biliyordum. Open Subtitles لقد حملوه للمستشفى ولكنني علمتُ أن لا فائدةَ ترجى من ذلك
    olmadığını biliyordum zaten çünkü cinayet aleti onun arabasında. Open Subtitles -كلاّ . كلاّ، لأنّي أعرف أنّه ليس في سيّارتك، بل في سيّارتها.
    Kameranın karşısına çıkacak cesaretin olmadığını biliyordum Clark. Bunu biliyordum. Open Subtitles علمت أنك لا تملك الشجاعة للوقوف والابتسام أمام الكاميرا يا (كلارك)
    Sen araya gireceğin için gelmeme gerek olmadığını biliyordum. Open Subtitles علمت انه لا يجب علي فعل ذلك لأنك ستتدخلين على أي حال
    Toplantın olmadığını biliyordum Cam! Open Subtitles علمتُ أنّه لم يكن لديك اجتماع!
    Ve sanırım daha birinci günden itibaren bunun benim için doğru iş olmadığını biliyordum. TED و منذ اليوم الأول بالعمل عرفت أنها ليست الوظيفة الملائمة
    Heights'den sonra, babamım dürüst olmadığını biliyordum. Open Subtitles . بعد كل هذا العلو , عرفت بأن أبى ما كان صريح
    Çantada garip bir şey olmadığını biliyordum, Bobby. Open Subtitles لقد عرفت بأنه لن يكون هنالك شيء غريب بهذه الحقيبة. إنهُ لم يفعلها!

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more